Derleyen: Can Şişman / Milliyet.com.tr – Watts ailesinin minik üyeleri ağustos sabahına her şeyden habersiz başlamıştı. Celeste 3, Bella ise 4 yaşındaydı. İki kız kardeş abla olacaklarını bilmiyordu. Anneleri Shannan Watts, karnındaki Nico’ya hamileydi ve babaları Chris Watts giderek büyüyen çekirdek aileleri için evin mali yükünü üstlenmişti. Dışarıdan bakıldığında kusursuz bir aile tablosu çiziyorlardı. Tam beş odalı bir evde yaşıyorlardı. İki küçük kız, hamile bir anne ve ailesine düşkün bir babadan oluşan Watts’lar 2018’in bir yaz gününde bir anda tüm ülkenin tanıdığı bir aileye dönüşecekti. Bir ağustos sabahında yaşanacak olaylardan sonra bir daha hiçbir şey aynı kalmayacaktı.
KOCASI TARAFINDAN ALDATILIYORDU
ABD’nin Colorado eyaletinde yaşayan Watts ailesi 13 Ağustos sabahı öncesinde komşularının imrenerek baktığı bir aileydi. Dışarıdan bakıldığında her şey kusursuz gözüküyordu. 3 yaşındaki Celeste ve 4 yaşındaki Bella, neşeli ve sıcakkanlı halleriyle görenleri kendilerine hayran bırakıyordu. Anneleri Shannan Watts, kızlarının enerjisine yetişmekte zorlanıyordu.
Üçüncü çocuğuna hamile olan Shannan Watts, zaman zaman yaramazlık yapan küçük kızları yüzünden zorluk yaşasa da kocası Chris Watts’ın desteğiyle birlikte tüm zorlukların üstesinden gelmeyi başarıyordu. Baba Chris Watts’ın ailesine düşkün olması ve adeta kusursuz bir baba figürü çizmesi özellikle eşi Shannan Watts’a manevi bir güç veriyordu. Fakat madalyonun öteki yüzünde durum aslında çok farklıydı.
EVLİ OLDUĞUNU SÖYLEMEDİ
33 yaşındaki Chris Watts, ailesine düşkün bir baba profili çizse de aslında durum çok daha başkaydı. Bir süredir eşini aldatıyordu. Bir sevgilisi vardı. Nichol Kessinger adlı kadınla birlikteliği olan Watts, genç kadına evli olmadığını, bir süre önce boşandığını söylemişti. Watts’ın parmağında yüzük yoktu. Genç kadın, karşısındaki Watts’ın boşanmış bir adam olduğunu düşünüyordu.
BİR PSİKOPATLA BİRLİKTEYDİ
Takvimler 2018’in 13 Ağustos’unu gösteriyordu. Sıcak bir yaz gününe başlamaya hazırlanan ailenin minik bireyleri ve anne Shannan Watts, henüz başlarına neler geleceğini bilmiyordu. Herkes kendi odasındaydı. Çocuklar, sabahın erken saatinde doğan güneşle birlikte yavaş yavaş ayılmaya çalışırken, anne ve babalarının giderek yükselen seslerini duymaya başlamıştı. Shannan Watts ve kocası Chris Watts, yatakta hararetli bir tartışmanın içine girmişti. İkili arasındaki sesler yavaş yavaş daha da yükseliyor, anne Shannan Watts, küçük kızlarının bu sesten etkilenmemesi için çaba gösterse de kocasıyla girdiği tartışmada sinirlerine hakim olmakta zorlanıyordu.
Hamile eşine karşı giderek daha da saldırganlaşmaya başlayan Chris Watts ise aslında bu anı haftalarca beklemişti. Eşini gizliden gizliye aldatan Chris Watts, yeni doğacak bebeğini karnında taşıyan eşi Shannan Watts’ı aslında hayatında istemiyordu. Üstelik Chris Watts, sadece eşinden boşanmak değil, onu öldürmek istiyordu ve birkaç haftadır Shannan Watts’ı öldürmenin yollarını arıyordu. İstediği şey sevgilisiyle yepyeni bir hayata başlamaktı. İki çocuk annesi olan ve üçüncü çocuğunun doğumuna gün sayan Shannan Watts, kocasının aslında bir psikopat olduğunu anlamamıştı.
SADECE 2 GÜN SONRA YAKALANDI
Chris Watts, 13 Ağustos sabahında erkenden uyandı ve eşi Shannan Watts’la tartışmadan hemen önce tuvalete gitti. Bir süre tuvalette kalan Watts, daha sonra yatak odasına geri döndü ve eşiyle tartışmaya başladı. Tartışmanın giderek alevlenmesinden sonra elindeki yastığı eşinin kafasının üzerine doğru bastırmaya başlayan cani adam, dakikalarca yastığı bu şekilde tutmaya devam etti. Hamile eşinin çırpınışlarına rağmen geri adım atmayan Watts, eşinin hareketsiz kaldığını fark ettikten sonra yataktan çıkıp kızlarının odasına yöneldi.
Küçük kızları uyku ve uyanıklık arasındaydı. Sessizce içeriye girdi. Elinde yastıkla kendini kaybetmiş bir şekilde kızlarının yanına giden cani adam, Bella ve Celeste’yi korkutmuştu. Kızlar babalarının neden öfkeli olduğunu ve elindeki yastıkla ne yapmaya çalıştığını anlamamış bir halde yataklarından fırlayıp evin diğer odalarına koşmaya başladı. Chris Watts ise kızlarının peşinden koşturdu ve tıpkı annelerine yaptığı gibi onları bir yastıkla boğmaya çalıştı. Bella ve Celeste bir süre çırpınsa da hayatta kalma çabaları yeterli olmadı. 13 Ağustos sabahında eşini, iki kızını ve henüz anne karnında olan minik oğlunu öldüren ve hızlıca evi terk eden Chris Watts, çok değil sadece iki gün sonra, polisin detaylı araştırması sonucunda yakalandı.
BAŞVURUDA BULUNAMAYACAK
Ailesini boğarak öldüren cani adam, olayın basına yansımasıyla birlikte ülkeyi bir anda ayağa kaldırdı. Böyle bir aile vahşeti karşısında şok yaşayan milyonlarca kişi Chris Watts’a büyük bir ceza verilmesi gerektiği yönünde sosyal medyada çeşitli kampanyalar başlattı. Polis sorgusu devam eden Chris Watts, ekiplere bir süre konuşmadı. Sorgulamalar devam edince köşeye sıkışan Watts, 6 Kasım’da ailesini öldürdüğünü itiraf etti.
Olayın haftalarca haber bültenlerinde işlenmesinden sonra basına konuşan Nichol Kessinger ise Watts’la yaşadığı ilişkiyi tek tek anlattı. Sevgilisinin evli olduğunu bilmediğini söyleyen Kessinger, yaşananlar karşısında dehşete düştüğünü, Watts’ın bir yalancı ve psikopat olduğunu söyledi. İşlediği tüyler ürperten cinayetleri itiraf eden Watts, müebbet hapis cezasına çarptırıldı ve hiçbir zaman şartlı tahliye başvurusunda bulunamayacağı duyuruldu.
‘KÖTÜ BİR ŞEY YAPTIĞIMIN FARKINDAYDI’
Birden çok belgesele konu olan Watts ailesi cinayeti geçtiğimiz günlerde basına düşen yeni bir haberle tekrar gündeme geldi. Müebbet hapis cezasına çarptırılan Chris Watts, kan donduran itiraflarını yazılı olarak teker teker itiraf etti. Watts, olay anının nasıl yaşandığını teker teker soğukkanlılıkla anlattığı mektupta, cinayetleri işlemek için günler öncesinden hazırlık yaptığını bile tek tek paylaştı. Watts, basına sızan tüyler ürperten mektubunda şu ifadeleri kullandı:
Hasta ruhlu katil Chris Watts’ın karısını ve küçük çocuklarını öldürmeyi ayrıntılarıyla anlattığı el yazısı mektupları internette de satılıyor. Özellikle cinayet haberlerine ilgi duyanların büyük rağbet ettiği bu mektupların gördüğü ilgi uzmanlar tarafında da ‘ürkütücü bir tablo’ olarak yorumlanıyor.