Derleyen: Fazilet Şenol / Milliyet.com.tr – Güzelliğiyle nam salmış olan Blanche Monnier 1 Mart 1849 yılında Fransa’nın Paris şehrinde soylu bir ailenin kucağında gözlerini dünyaya açtı. Günler geçti, Blanche büyüdü. Herkesin dikkatini çeken güzeller güzel bir genç kız oldu. Güzelliği, fiziksel görünümü ve kişiliğiyle oldukça ilgi görüyordu ve en önemlisi de onunla evlenmek isteyen çok kişi vardı. Soylu bir ailesi olduğu için soylu biriyle evlenmesi gerekiyordu ancak ailesi de pek oralı değil gibiydi. Çok güzel olan Blanche’nin talibi çoktu ve birçok erkeğin dikkatini çekiyordu. Ailesi Blache’in evlenmesinden pek yana değillerdi ve gelen mektuplar bir süre sonra onları rahatsız etmeye başlamıştı. Bütün bunlara son koyan şey ise Blanche Monnier’in 25 yaşına geldiğinde gönlünü bir avukata kaptırması oldu.Ancak bu hikâyenin sonu mutlu bitmedi.
KORKUNÇ BİR YÖNTEM BULDU
Blanche’den yaşça büyük olan avukat, mesleki olarak da pek başarılı sayılmazdı. Blanche Monnier’in annesi de durumu bildiği için parasız bir avukata soylu kanı taşıyan bu güzel kızını nasıl verebilirdi! Blanche Monnier’in gönlünü kaptırdığı bu avukata aile asla onay vermiyordu. Güzel genç kız ise sürekli annesine ve ailesine onunla evlenmek için karşı çıkıyordu. Onun bu inadı ise akılalmaz sonu getirdi. Anne Louise daha fazla ısrar edemesin diye kızını bir odaya hapsetti.
Yalnızca kızını odaya hapsetmekle kalmadı sanki Blanche Monnier birden ortadan kaybolmuş gibi davranmaya başladı. Onu odasında dört duvar bir hayata hapseden ailesi yalandan tuttukları yasla günlük hayatlarına devam ettiler. Ailesi, erkek kardeşi ve evin çalışanları dışında Blanche’ın tüm dünyayla bağlantısını kesti. Odasındaki yataktan kalkmasına ve herhangi bir temel hijyen ihtiyacını karşılamasına izin verilmedi. 25 sene boyunca her şeyden ve herkesten izole şekilde yaşadı. Annesi Louise Monnier, pencerelerden içeriye güneş ışığı girmesin diye gereken tüm önlemleri alarak hatta en önemlisi kimse onu görmesin diye kızını sonsuza dek odasına kilitlemişti.
HAYATININ YARISINI DIŞKI DOLU YATAKTA GEÇİRDİ
Blanche, hayatının yarısı boyunca yemek yediği, idrarını ve dışkısını yaptığı yatakta yattı. Ailesi, akrabalarına ve kızlarının arkadaşlarına kızlarını İngiltere’de yatılı bir okula gönderdiklerini ve programı nedeniyle çok yoğun olduğunu ve geri dönüşü düşünmediğini söylemişlerdi. Takvimler 1901’i gösterene kadar Blanche Monnier güneş yüzü görmeden yaşamaya devam etti. Ancak 23 Mart geldiğinde savcılığa gönderilen isimsiz bir mektupta yazanlar Blanche Monnier’i bu korku dolu hayattan kurtaracaktı. İsimsiz kahramanın polise ve savcılığa yazdığı mektupta şu ifadeler yer alıyordu:
‘BİR DERİ BİR KEMİK KALMIŞ BİR KADIN’
Okudukları karşısında adeta küçük dilini yutan polis ve savcılar Monnierlerin evine baskın düzenledi. Bu mektubu evdeki çalışanlardan biri yazmış olabilirdi. Monnier ailesi gibi saygın bir aileye böyle bir olayı yakıştırmayan polis ve savcı ne olursa olsun eve bakmaya gitti. Memurlar bir odadan çürük kokusu geldiğini fark edene kadar, malikaneyi gezdiklerinde ilk başta herhangi bir şey bulamamışlardı. Çürük kokusuna yaklaştıklarında Blanche Monnier’i, üst kattaki gizli bir odada tanınamaz bir halde buldular. Güzelliğiyle herkese kendini hayran bırakan o kızdan geriye eser kalmamıştı. Tam 25 yıl boyunca günyüzü görmeden dışkı ve yiyecek çöpleriyle dolu bir odada hayata tutunmuştu. Yetersiz beslenmeden ve uygunsuz yaşam koşullarından bir deri bir kemik olan Monnier, hastaneye kaldırıldı. Polisler gördükleri tabloya raporda şu şekilde yer vermişlerdi:
ADETA BİR MUCİZEYDİ
Blanche Monnier 25 yıl karanlık bir odada kaldıktan sonra ilk kez güneş ışığını gördü. 25 yıl bir yatakta zincirli bir halde hayata tutunmuştu. Polisler onu bulduğunda sağlık durumu çok kötüydü. Hastanede ona bakım veren hemşireler yıkanmaktan ve gün ışığını görmekten ve oksijen alabilmekten dolayı Blanche Monnier’in çok mutlu olduğunu dile getirdiler. Blanche Monnier’in bunca yıl öyle bir odada hayatta kalması doktorların gözünde mucizeden başka bir şey değildi.
Yaşanan elim olaydan sonra anne Louise ve erkek kardeş Marchel Monnier tutuklandı ve mahkemeye çıkarıldı. Erkek kardeş zihinsel olarak yetersiz bulunduğu için beraat ederken anne Louise ise cezaevine yollanmıştı. Ancak 1 ay içinde hapishanenin zorlu koşullarına dayanamadı ve kalp krizi geçirerek vefat etti. Yetkililer kalp rahatsızlığı sebebiyle öldüğünü düşünse de çoğu kişi fazla dozda ilaç alarak intihar ettiğini düşünüyor.
TEKRARDAN UYUM SAĞLAYAMADI
Monnier ise 25 yıl bir odada hapsolmanın getirdiği ruhsal bozukluklarla mücadele etmeye çalıştı. Zavallı Monnier 25 yıl esaretten sonra normal yaşama tekrardan uyum sağlayamadı ve 1913 yılında kaldığı bakım evinde hayata gözlerini yummuştu. Blanche Monnier’in aşkından hapsolduğu avukat ise 1885’te hayatını kaybetti.