Veda Mektubu izleyici ile buluşacak! ‘Yarım kalmış duyguların intikamı’

Alıntı Metni

Bir mektupla ayrılan Alanur ve Ziya’nın yolları yıllar sonra çocuklarının birbirlerine âşık olması ile kesişir. Ayrılıkta rol oynayan Seher, oğluna söz geçirip onu düştüğü aşktan vazgeçirebilecek midir?Zengin oyuncu kadrosunun yanı sıra kalplere dokunan hikayesiyle de çok konuşulacak Veda Mektubu, 27 Şubat Pazartesi saat 20.00’de Kanal D’de ekran yolculuğuna başlıyor. İşte Veda Mektubu’nun Seher Karlı’sı Bennu Yıldırım’ın, Milliyet.com.tr’ye verdiği röportaj…

“HAYAT ESKİSİ GİBİ DEVAM ETMEYECEK”

Ülkemizin zor günlerden geçtiği şu dönemde sorması dahi zor olsa da siz nasılsınız? Hayatınız nasıl gidiyor?
Şu zamanda, yaşananlardan kendisini soyutlayarak ‘Ben iyiyim’ diyebilecek bir insan olabileceğini düşünmüyorum. ‘İyi’ diyebileceğimiz maalesef hiçbir şey yok. Yaşanan bu felaketlerin ardından sağduyu sahibi bir insan için hayat eskisi gibi devam etmeyecektir diye düşünüyorum. Yaşadığımız her ne varsa toplumda domino etkisi yaratıyor. Bile bile birçok şeye lades denmesi sonucu insanlar canından, sevdiklerinden, yuvasından, işinden oldu. İnsanoğlu ilgisiz, bilgisiz ya da duyarsız davranabilir ama doğa aynı duyarsızlıkta değil ve tepkisini ağır gösteriyor. Hepimiz bir an önce yapılması gerekene odaklanıp, el birliğiyle bu yaşananların bir daha yaşanmaması için gereken önlemleri almalıyız. Bilimin ışığında hareket etmenin özellikle bu zor süreçte -anlamış ya da anlamaya yaklaşmış olduğumuzu umarak- insan hayatı açısından ne kadar önemli olduğunu söylemeye gerek var mı?

Yaşanan büyük felaket sizde nelerin değişmesine sebep oldu?
Şu an bireysel değil, toplumsal değişimlerden söz edebiliriz. Zira gelinecek nokta ile gerçek değişimler söz konusu olacaktır diye düşünüyorum.

‘Veda Mektubu’ndan ön izleme sahnesi yayınlandı

“KEŞKE ELİMDEN DAHA FAZLASI GELEBİLSEYDİ”

Siz de Şehir Tiyatroları olarak yardım kampanyalarına katıldınız. Sosyal medya hesaplarınızda yardım çağrılarına destek oldunuz.
Benim her zaman faydalı olmak gibi bir derdim vardır ve yapabileceğim bir şey varsa katkı sağlamayı görev edinirim. Bence sosyal medyada destek çağrısı da gelen yardım taleplerinin ilgili kişilere duyurulması için ilk ve en önemli adımdı. Öncelikle bu konuda etkin olmaya çalıştım. Diğer yapabileceğim tabii ki maddi, manevi elimden geleni yapmaktı. Bu sebeple de kurumumuzun etkinliklerinde yer aldım. Keşke daha fazlası da gelebilseydi elimizden.

Çok fazla insanımızı kaybettik ne yazık ki! İçinizde en çok hangi duygu ağır basıyor?
Üzüntü ve kaygı öncelikli olan ve şu an toplumsal hastalığımıza sebep olan duygular. Bu duygularla nasıl baş edeceğimizi öğrenmek durumundayız. Bu duyguların haricinde de toplum olarak empati ve sorumluluk duygusuna ihtiyacımız olduğunu yaşayarak bir kez daha gördük.

“EKİP ARKADAŞLARIMIZIN KAYIPLARI OLDU”

Dizi setleri de bu süreçten etkilendi ve yepyeni bir proje olan Veda Mektubu’nun setindesiniz. Set ortamınızda neler değişti?
Most Yapım yetkilileri elinden gelen duyarlılığı gösterdi. Setimiz ara verdi. Ekip arkadaşlarımızın da kayıpları oldu. Bir kez daha başsağlığı ve acil şifa diliyorum herkese. Az evvel bahsettiğim gibi bu bizim setimize değil, tüm topluma etkileşimi olan bir acı ve hepimiz kendi payımıza düşeni aldık.

“YARIM KALMIŞ DUYGULARIN İNTİKAMI”

Veda Mektubu yaşanmış bir hikaye. Diziyi siz nasıl anlatırsınız?
Yaşanamamış, yarım kalmış duyguların hüznü, intikamı ve sonuçları…

Veda Mektubu’nda yine bambaşka bir karakterle izleyeceğiz sizi. Karakteriniz Seher hakkında neler söylemek istersiniz?
Ben canlandırdığım karakterlerde farklı özellikler ararım. Henüz oynamak istediğim birçok karakterle buluşamadığımı da söylemek isterim. Seher bu zamana dek kaçtığım bir karakterdi ve şu an Seher’i, Bennu’ca yorumlama telaşım ve endişem var. Umarım Seher’in derdini seyirciye doğru aktarabilirim.

“TİYATRONUN VERDİĞİ HAZ HER ZAMAN ÇOK AYRI”

Diziler, filmlerin yanı sıra sürekli tiyatro sahnesindesiniz. Bu denli tutkun olduğunuz başka bir şey var mı hayatınızda?
Mesleki hayatım boyunca tiyatroyu da, diziyi de, sinemayı da birlikte yürütmeye çalıştım. Hepsinden aldığım tat ve tecrübe bambaşka ancak tiyatronun verdiği haz her zaman çok ayrı oldu. Sahnede seyirciyle birlikteyken o anda yaşadığım adrenalin, kamera karşısındayken oyuncuda aynı hissi yaratmıyor. Bu nedenle tiyatronun yeri her zaman başka olacak. Tiyatro haricinde çocukluğumdan bu yana doğaya ve tarihe her zaman özel bir ilgi duymuşumdur. Tutku kadar güçlü bir duygudan bahsedeceksek onun adı kızım Ada.

Dizi dışında bu aralar nelerleyle meşgulsünüz?
Tiyatro oyunları şu süreçte ara verilmiş olsa da devam ediyor. Benim için sağlıklı yaşamak, doğru beslenmek çok önemli. Bu yüzden de pilatesimi koşullar elverdiği sürece aksatmamaya çalışıyorum. Ve tabii ki her duyarlı insanın yapacağı gibi de depremzedelere destek olmak için derneklerle çalışıyorum.

“BENNU OLMAKTAN MEMNUNUM”

Bir daha dünyaya gelseydiniz yine Bennu Yıldırımlar olmak ister miydiniz?
Bennu olmaktan her zaman memnun oldum ama konu Ayşe, Ahmet ya da Bennu olmak değil. Önemli olan ailemin bana verdiği öz değerlere yine sahip olmam, şimdi olduğu gibi sadece kendim için değil tüm canlılar için kalbimin, aklımın ve vicdanımın seslerini duyarak yaşamam. Yani iyi insan olarak, faydalı bir birey olarak var olmak.

Buradan son olarak sevenlerinize neler söylemek istersiniz?
Akıldan ve bilim yolundan ayrı olmasın yolumuz. Doğaya sahip çıkmazsak, o da bize sahip çıkmaz. Suya, toprağa, dağa, taşa, canlı olan her ne varsa sahip çıkmalı.

‘Veda Mektubu’nda bu anne kız çok konuşulacak!, Selim Bayraktar ve Emre Kıvılcım, ‘Veda Mektubu’nda buluştu
PaYLaŞşşş