Sinn Fein’in Kraliyet Ailesi’yle evrim geçiren ilişkileri

Yollanan bir elektronik postada, aktivistlere sosyal medyada yapılacak paylaşımlar konusunda parti politikalarını izlemeleri gerektiği hatırlatıldı. Bu paylaşımlarda “saygılı” olunmasının ve “kişisel hakaret içeren her tür içerikten kaçınılmasının” önemine işaret edildi.

E-posta’da Kraliçe 2. Elizabeth’in ölümünden bahsedilmiyordu ama mesaj gayet açık ve netti. Kraliçe’nin ölümüyle ilgili uygunsuz içerikleri paylaşmayı ya da bunları beğenmeyi planlayanlara “bir kez daha düşünün” deniliyordu.

Kuzey İrlanda’da yayımlanan Andersonstown News gazetesinin yaptığı bir paylaşımda da İrlandalı cumhuriyetçilere Kraliçe’nin IRA’nın hayatlarını kaybetmiş kadın ve erkek üyelerine saygıyla başını eğmiş olduğu hatırlatıldı.

“Belki de bu akşam tweet atmadan önce içinizden 10’a kadar saymanız iyi bir fikir olabilir” denildi. Ancak bu mesajların ulaşmadığı ya da etkilemediği kesimler tepkilerini göstermekten çekinmedi.

Dublin’deki bir futbol karşılaşmasında hakaret içerikli sloganlar atıldı, cumhuriyetçi bir toplu konuttan geçen süvari alayı yuhalandı. Kraliçe’nin ölümü monarşiye tepki koymak için kaçırılamayacak bir fırsat gibi görülüyordu.

Paylaşımlar yayıldı, beğenildi ama aynı zamanda cumhuriyetçiler ile Kraliyet Ailesi arasındaki ilişkileri yeni bir gözle değerlendirenlerin eleştirilerine de uğradı.

Kraliyet Ailesi’yle ilişkilerdeki dönüşüm Kraliçe 2. Elizabeth’in Kuzey İrlanda’ya 2011 yılında yaptığı ve Sinn Fein’in boykot ettiği ziyaretiyle başladı.

O zamandan beri de cumhuriyetçiler, Martin McGuinness’in Kraliçe’yle birkaç kez görüşmesinin ve tokalaşmasının yarattığı ivmeyi tırmandırdı.

Sinn Fein Genel Başkan Yardımcısı Michelle O’Neill de bu hafta simsiyah kıyafetleri içinde Kraliçe’nin barış ve uzlaşıya yaptığı katkılardan bahsederken değişen ilişkilerin bir timsali gibiydi.

O’Neill’in yarın diğer parti liderleriyle birlikte Kral 3. Charles’a bizzat da taziye dileklerini sunması bekleniyor.

CUMHURİYETÇİLERİN KIRMIZI ÇİZGİSİ

Ardından Sinn Fein heyetinin Aziz Anne Katedrali’nde Kraliçe 2. Elizabeth için yapılacak olan anma töreninde Kral 3. Charles ve eşi Kraliçe Camilla’ya eşlik etmesi planlanıyor. Ancak Sinn Fein, Kral 3. Charles’ın tahta çıkmasıyla ilgili herhangi bir etkinliğe katılmayı reddediyor. Bu cumhuriyetçilerin kırmızı çizgisi olarak görülüyor. Zira Sinn Fein, bu etkinliklerin sadece tahta bağlılık yemini edenleri bağladığını düşünüyor.

Partinin halka kırmızı çizgilerinin ne olduğunu hatırlatmak durumunda kalması da aslında Kraliyet Ailesi’yle ilişkilerin ne denli değiştiğinin bir işareti olarak görülüyor.

Sinn Fein Genel Başkanı Mary Lou McDonald da artık iletişim kanallarının açık olduğunu söylüyor. McDonald, Kral Charles’ın kendisine koronavirüse yakalandığında nekahet dönemindeyken “çok tatlı bir mektup” yazdığını söylemişti.

Edinburg Dükü Prens Phillip’in ölümünün ardından da McDonald, Kraliçe 2. Elizabeth ve halen prens olan Charles’a başsağlığı dileklerini ileten bir mektup göndermişti.

Kraliçe 2. Elizabeth’in 19 Eylül’de Londra’da yapılacak olan cenaze törenine Sinn Fein genel başkanı ya da yardımcısının katılması şüphesiz Kraliyet Ailesi ile olan ilişkileri daha da yakınlaştıracak.

SİYASET SAHNESİ DE DEĞİŞİR Mİ?

Ancak tüm bu el sıkışmaların ötesinde, ilişkilerin yakınlaşması ne gibi bir siyasi amaca hizmet ediyor? Bu tür olaylar Sinn Fein’i Kuzey İrlanda’da iktidarı kurmaya hazır bir parti gibi mi resmedecek? Artık Kraliyet Ailesi’nin boykot edilmediği, monarşiyle daha olgun ilişkilerin tesis edileceği bir dönem mi başlayacak?

Bu durum Kuzey İrlanda’da çıkmaza giren hükümet kurma çalışmaları için de havayı değiştirebilir. Ancak Sinn Fein’in Kraliyet Ailesi’ne bir anda saygı duymaya başlamasının tüm siyaset sahnesini değiştirmesini beklemek gerçekçi değil.

Kraliçe 2. Elizabeth’in cenaze töreniyle ilgili protokollerin tamamlanmasının ardından siyasetin protokolleri tekrar geri gelecek ve tüm siyasi partiler yine kendi cephelerine çekilecekler.

Kaynak: BBC Türkçe

PaYLaŞşşş