Putin: Türkiye arabulucu olmasaydı, tahıl ihtiyacı olanlara ulaşmayacaktı

Rusya Devlet Başkanı Putin, Vladivostok kentinde düzenlenen Doğu Ekonomik Forumu’nda yaptığı konuşmada, Türkiye’nin arabulucu ülke olarak yer aldığı Birleşmiş Milletler, Rusya ve Ukrayna arasında yapılan tahıl anlaşmasına değindi. Putin, söz konusu anlaşma ile tahılın ihtiyaç sahiplerine ulaştırıldığını belirterek, “Ukrayna tahılının ihraç edilmesini sağlamak için her şeyi yaptık. Afrika Birliği liderleriyle, Afrika devletlerinin liderleriyle görüştüm ve onlara çıkarlarını sağlamak için her şeyi yapacağımız sözünü verdim. Bunu Türkiye ile birlikte yaptık. Sonuç olarak size açıklıyorum değerli meslektaşlarım; Türkiye arabulucu ülke statüsünde olmasaydı, Ukrayna’dan ihraç edilen tahılın neredeyse tamamı gelişmekte olan ve en fakir ülkelere değil, AB ülkelerine gönderilecekti” dedi.

“AVRUPA, ABD’NİN DİKTATÖRLÜĞÜNÜ KORUMAK İÇİN KENDİNİ FEDA EDİYOR”

Putin, Avrupa’nın sahip olduğu değerleri ABD’nin ‘diktatörlüğünü’ korumak için feda ettiğini belirterek, “Batılı ülkeler, sadece kendileri için faydalı olan eski dünya düzenini sürdürmek, herkesi kendilerinin icat ettiği ve düzenli olarak ihlal ettiği kötü şöhretli ‘kurallara’ göre yaşamaya zorlamak için çabalıyorlar. Mevcut duruma bağlı olarak kuralları kendileri için sürekli değiştiriyorlar. Batılı seçkinler ile kendi vatandaşlarının çıkarları arasındaki uçurum giderek artıyor. Böylece, Avrupa’da ulaşılan endüstriyel gelişme düzeyi, insanların yaşam kalitesi, sosyo-ekonomik istikrar, tüm bunlar ‘Avrupa-Atlantik birliği’ adına Washington’dan gelen taleplerle hiçe sayılıyor. Aslında dünya meselelerinde ABD’nin diktatörlüğünü korumak uğruna feda ediliyor” diye konuştu.

“RUSYA ACI ÇEKECEK SANDILAR”

“İlkbaharda, birçok yabancı şirket, bundan en çok bizim ülkemizin zarar göreceğini düşünerek Rusya’dan çekildiğini duyurmak için yarıştı” diyen Putin, “Ama şimdi Avrupa’da üretimin ve istihdamın birbiri ardına nasıl gerilediğini görüyoruz. En önemli nedenlerden biri de, elbette, Rusya ile ticari bağların kopmasıdır. Bu süreçleri hızlandıran, Amerika Birleşik Devletleri’nin küresel ekonomi ve siyasetteki anlaşılması zor egemenliğinin yanı sıra Batılı seçkinlerin nesnel gerçekleri görme ve tanıma konusundaki inatçı isteksizliği ve hatta yetersizliğiydi” ifadelerini kullandı.

PaYLaŞşşş