İstanbul'da deprem için en riskli 7 ilçe!

İstanbul'da deprem için en riskli 7 ilçe!

Kahramanmaraş merkezli 2 büyük depremin ardından bir çok kişi yaşadığı evin dayanıklı olup olmadığını merak ediyor.

Peki yaşadığınız binalar ve siteler deprem yönetmeliğine uygun mu? Uzmanlara göre ana yapıların ‘riskli yapı tespit raporu’ ile ‘deprem yönetmelikleri’ incelenmesi gerekiyor. 

“İstanbul’da özellikle 2000 yılı öncesinde yapılan yapılara baktığımızda yaklaşık 1 milyona yakın riskli yapı mevcuttur” diyen uzmanlar bu yapıların denetimlerinin her yıl yapılmasının oldukça önemli olduğuna dikkat çekiyor.

Avcılar, Fatih, Zeytinburnu, Esenler, Küçükçekmece, Tuzla, Beylikdüzü gibi ilçeler riskli. Bu yüzden yapılara ilişkin eylem planı şart. İstanbul’da belediyeler tarafından ana yapıların deprem risk tespitlerinin raporlanması ve bu yapıların denetlenmesi büyük önem arz ediyor.

İSTANBUL’DAKİ BİNALARA HIZLI TARAMA TESTİ: 76 BİN BAŞVURU VAR

Öte yandan İstanbul Büyükşehir Belediyesi Deprem Risk Yönetimi ve Kentsel İyileştirme Daire Başkanlığı tarafından binalarda yapılan hızlı tarama testleri de hız kazandı. Daire Başkanı Özlem Tut, “Bugün itibariyle toplam 76 bin başvuru aldık. Bunların hepsine cevap vereceğiz. Dünyanın pek çok ülkesinde buna benzer yöntemler uygulanıyor” dedi.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından 3 yıldır yapılan hızlı tarama testleri Kahramanmaraş ve Hatay merkezli depremlerin ardından hız kazandı. İstanbul’da yaşadıkları binaların risk durumunu analiz ettirmek isteyenlerin tercih ettiği hızlı tarama yöntemi, bugün de Bakırköy’deki 6 katlı, 12 daireli Gül Apartmanı’nda yapıldı. Deprem Risk Yönetimi ve Kentsel İyileştirme Daire Başkanlığı ekipleri girdikleri evde kolon üzerinden incelemeler yaptı.

Yapılan çalışmalarla ilgili bilgi veren Deprem Risk Yönetimi ve Kentsel İyileştirme Daire Başkanı Özlem Tut, Biz bu süre içerisinde 107 bin binayı ziyaret edip inceleme izni istedik ancak bu zamana kadar 29 bin bina inceleme için izin verdi. Bugün itibariyle toplam 76 bin başvuru aldık. Bunların hepsine cevap vereceğiz. Yıkıcı depremlerden sonra çok fazla hassasiyet oluştu. Bu başvuruları başvuru sırasına göre değerlendirmeye alıp bütün binaları inceleyeceğiz” ifadelerini kullandı. 

Özlem Tut, “Bu yöntem 10 kat üzeri binalar için uygulanamıyor. 2000 sonrası yapılar başvuramıyordu, bu noktada da başvuru aldık, bu hafta itibariyle bu başvuruları da değerlendirmeye alacağız. Başvuru yapılabilir. 2000 yılı öncesi inşa edilmiş yapılar bizim kırılgan yapı stokumuzu oluşturuyor ve bu yapıları öncelendirerek başvuruları değerlendireceğiz. Kiracılarla ilgili de yoğunlukla talep gelmekteydi. Sistemimizi buna göre inceledik. Kiracıların da başvurularını alacağız” dedi. 

318 bin binanın hızlı taramalar sonucunda deprem yükü taşıma kapasitesinin olmadığının anlaşıldığını hatırlatan Tut, “Bu binaların kentsel dönüşüm süreçlerini hızlandırmak ve hızlıca tahliyelerini sağlamak için kira yardımlarımızı 4 bin 500 olarak belirledik. Bu binalarda bulunan hem malikler hem de kiracılar kira desteğimizden yararlanabilecekler. 318 bin binayla ilgili işlemlerimiz birkaç aydır devam ediyordu. İlkini depremden 3 gün önce yıktık. Diğer binalarla ilgili de bina bina bilgilendirmelerini yaptık.

İlçe belediyeleriyle ortak toplantı düzenledik. Ekibimizi hızla genişleterek bu çalışmaları tamamlayacağız. Şu an yaptığımız hızlı tarama yöntemiyle bina incelemesi 6306 sayılı yasa kapsamında riskli yapı ilan edilmeden bir önceki aşamadır. Bunun sonrasında eğer yapı risk grubunda çıkarsa zaten biz İstanbullulara bu bilgilendirmeyi yapıyoruz. Binanızda yenileme ve güçlendirme ihtiyacı olabilir. Lütfen yasa kapsamında gerekli süreçleri başlatın diye. İstanbul Teknik Üniversitesi akademisyenleri tarafından geliştirilmiş, bilimsel bir yöntemdir. Dünyanın pek çok ülkesinde buna benzer yöntemler uygulanıyor. Amerika’da, Japonya’da, İtalya’da, Yunanistan’da benzer yöntemlerle yapılıyor” ifadelerini kullandı. Tut, inceleme sonucunda vatandaşların KİPTAŞ üzerinden de yenilenme süreçleri için başvuru yapabileceklerini söyledi. 

İstanbul Şehircilik Atölyesi Müdürü Rahmi Hızır da, “Biraz önce binamızda İstanbul Teknik Üniversitesi’yle hızlı tarama işlemini gerçekleştirdik. Binanın verilerini topladık. Önce sıvayı kaldırdık, röntgen cihazımızla demir sayısını belirledik. Sonrasında sıyırma işlemleri demire kadar ki beton parçasını alıp içindeki demirin korozyonunu ölçtük. Sonrasın schmidt çekiciyle betonun sertlik derecesini ölçtük. Ardından binanın genel bir statik rölevisini çiziyoruz. Sonrasında tüm verileri ofisimizde analiz ederek binanın deprem güvenlik oranını belirleyeceğiz. Burada A, B, C, D, E sınıfı olarak 5 sınıf var. D ve E sınıfı yüksek risk içeren binalar. Biz D ve E sınıfı çıkan binalara kapsamlı analiz yaptırılmasını öneriyoruz. Bunları riskli görüyoruz. 6306 sayılı yasa gereğince kapsamlı analiz yapılmasını öneriyoruz. Bu binaların bu analiz sonucu da riskli çıkarsa güçlendirmesi ya da yenilenmesi gerekiyor” diye konuştu. 

Gül Apartmanı’nda kiracı olarak oturan Aykut İrevül de, “Sahil kısmında yaşayan insanlar şu an her hanenin içinde aynı tedirginlik söz konusu. Herkes daha güvenli bir yere çıkmak istiyor. Profesörleri dinliyoruz. Fiyatlar da iki katına çıkmış durumda. 40 yıllık bir bina. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne 3-4 gün önce başvurduk, hızlıca döndüler. Biz de risk raporuna göre hızlıca aksiyon alacağız. Bireysel olarak karar verip başvurdum. Bir apartmandan bir kişinin başvurması yeterli. Riskli çıkma durumunda İstanbul’un güvenli bir yerine çıkmayı düşünüyoruz eğer İstanbul’da kira veya ev fiyatları fahiş fiyatlarda giderse şehir değiştirmeyi planlayacağız. Daha güvenli şehirlerimize doğru araştırma yapıyoruz” dedi.

PaYLaŞşşş