Ailesini 1999 Gölcük Depremi’nde kaybeden oyuncu Ece Dizdar, geçtiğimiz yıllarda yaşanan İzmir depremi sonrası duygularını ifade eden bir paylaşımda bulunmuştu. 65 saat sonra enkazdan sağ kurtulan 3 yaşındaki Elif’in ardından anne ve babasının fotoğrafını paylaşan oyuncu duygularını şöyle ifade etmişti:
“Böyle bir mucizeyi hayal edemiyorum. Ben 99’da bekleyip tersini yaşayanlardanım. Bu felaketi yaşayan için bu bitmeyen iyileşmeyen bir konudur. Allah Elif’e uzun ömürler versin.”
“ABLALIK YAPMAK İÇİN BURADAYIM”
Dizdar, İzmirli depremzedeler için elinden geleni yapacağını vurgulayarak, “Anne ve babasını kaybetmiş her çocuğa ablalık yapmak için buradayım” dedi.
“17 RAKAMINI SEVMEM”
Oyuncu Ece Dizdar, 17 Ağustos 1999’daki büyük Marmara depreminde kaybettiği ailesini ölüm yıl dönümlerinde paylaştığı fotoğraflarla andı. Henüz 17 yaşındayken anne ve babasının ölümüyle sarsılan Ece Dizdar, fotoğrafların altına şu notu düştü:
“17 rakamını sevmem. Ağustos kelimesini de. Böyle gün olmaz bence mesela. Kalbim her sene bir vuruş aksar. Ailenin kaybının bir doğal afet dolayısıyla oluşu, bu günün toplumun belleğinin bir parçası oluşu ilginç bir şey. Her sene bu paylaşımı yapmak önce anlamsızlaşır, dersin ki ben kime anlatıyorum bunu, neden anlatıyorum…Sonra da dersin ki bu gizli bir klüp, depremde bir parçasını kaybedenlerin kabul edildiği bir klüp. Bir ses et sen yine de.”
“Yüzüm güler benim bilirsiniz, sadece bu gün söylerim. Yavaş yavaş yaşıtlarımın ebeveynleri hastalanıyor, ölümler başlıyor, beni yeni anlamaya başlayanlar oldu bu yıllarda.”
“23 yıl önce bugün ailemi depremde kaybettim. Hayat bir daha hiç aynı olmadı. Ama bu bazen eskisinden daha güzel olduğu gerçeğini de değiştirmez. Klübün bütün üyelerine tek tek sarılırım.”
Ece Dizdar o yıllarda yaşandıklarını şöyle anlatmıştı:
“BEN ECE’Yİ EVLATLIK ALDIM”
Oyuncu Hatice Aslan, depremin ardından Ece Dizdar’ı evlatlık almış, bir röportajında zor günleri beraber atlattıklarını anlatmıştı:
“Ece, gerçek annesi-babası ve tüm yakınlarını 17 Ağustos 1999’daki Gölcük depreminde kaybetti. O da deprem sırasında oradaymış. Ben Ece’yi evlatlık aldım. Bana geldiğinde 16 yaşındaydı. Kızım, yavrum o kadar kötüydü ki, günlerce, aylarca, yıllarca birlikte ağladık. Onun üzüntüsü benim de üzüntüm oldu. Her şeyi beraber atlattık”