Ulusal Kar ve Buz Veri Merkezi’nde (NSIDC) buzulları izleyen Walter Meier, “Bu şimdiye kadar gördüklerimizden çok farklı, neredeyse akıllara durgunluk verici seviyede” diyor.
Uzmanlar, Antarktika’nın buzul düzeninin bozulmasının geniş kapsamlı sonuçlara yol açabileceği konusunda uyarıyor.
Antarktika’nın devasa beyaz buz örtüsü, Güneş’in enerjisini atmosfere geri yansıtarak ve aynı zamanda altındaki ve yakınındaki suyu soğutarak gezegenin sıcaklığını düzenliyor.
Uzmanlar, bu buzullar olmasa Antarktika’nın buzdolabı etkisinden ziyade radyatör etkisi yaratacağını söylüyor.
Antarktika Okyanusu’nun yüzeyindeki deniz buzunun büyüklüğü şu anda 17 milyon kilometrekareden az. Bu, Eylül ayı ortalamasından 1,5 milyon kilometrekare daha az ve önceki kış seviyelerinin çok altında.
Dr. Meier, deniz buzullarının önemli ölçüde yeniden oluşacağı konusunda iyimser değil.
Bilim insanları hala bu yılki deniz buzulu seviyesinin azalmasına neden olan tüm faktörleri belirlemeye çalışıyor ancak Antarktika’daki zorlu koşullar araştırma yapmayı da zorlaştırıyor.
Çok sayıda küresel sıcaklık ve okyanus sıcaklığı rekorunun kırıldığı 2023 yılında bazı bilim insanları özellikle deniz buzulu seviyesindeki düşüşe dikkat edilmesi gerektiğini vurguluyor.
Antarktika Yarımadası’nda yer alan Manitoba Üniversitesi’nden Dr. Robbie Mallett, “Deniz buzulunun ne kadar hassas olduğunu görüyoruz” diyor.
Mallett’in ekibi halen Antarktika’daki çalışmalarını sürdürmek için izolasyon, aşırı soğuk ve güçlü rüzgar gibi koşullarla mücadele ediyor.
Bu yıl görülen ince deniz buzulu tabakası ise işlerini daha da zorlaştırıyor. Mallett, “Bu tabakanın kırılıp bizimle birlikte denize sürüklenme riski var” diyor.
Antarktika’daki deniz buzulları Güney Yarımküre’nin kış aylarında, yani Mart-Ekim arasındaki süreçte oluşuyor ve yaz aylarında büyük ölçüde eriyor.
Bu buzullar aynı zamanda buzdağlarından, kara buzlarından ve dev buz raflarından oluşan, birbirine bağlı bir sistemin parçası.
Deniz buzulları, karayı kaplayan buz için koruyucu bir kılıf görevi görüyor ve okyanusun ısınmasını engelliyor.
İngiltere Antarktika Araştırması’ndan Dr. Caroline Holmes, deniz buzulu seviyelerindeki düşüşün etkilerinin yaz dönemine geçişte görülebileceğini söylüyor.
Deniz buzulları eridikçe okyanusun karanlık bölgeleri ortaya çıkıyor ve güneş atmosfere yansıtılmadan emiliyor.
Bilim insanlarının “buz-albedo” etkisi ismini verdiği bu olayda deniz ısınıyor, bu da daha fazla buzulun erimesine yol açıyor.
Bu olay Antarktika’nın küresel sıcaklık düzenleyicisi rolünün önüne geçerek gezegenin daha fazla ısınmasını beraberinde getirebiliyor.
“Antarktika devini uyandırıyor muyuz?” diye soran Exeter Üniversitesi’nden Buzulbilimci Prof. Martin Siegert şöyle devam ediyor:
“Bu dünya için tam anlamıyla felaket olur.”
Leeds Üniversitesi’nden Yer Bilimci Prof. Anna Hogg, Antarktika’nın buz tabakalarında görülen azalmanın, en kötü senaryo aralığında olduğuna dair işaretler bulunduğunu söylüyor.
1990’lı yıllardan bu yana Antarktika’daki kara buzlarında görülen kayıp, deniz seviyesinin 7,2 mm yükselmesine neden oldu.
Deniz seviyesindeki en ufak artış bile kıyıda yaşayan toplulukları tamamen yok edebilecek derecede tehlikeli fırtına olaylarına neden olabiliyor.
Önemli miktarda kara buzu erimeye başlarsa etkileri dünya çapında milyonlarca insan tarafından hissedilecek.
‘BURADA AŞIRI HAVA OLAYLARI YAŞANACAĞINI HİÇ TAHMİN ETMEDİK’
Denizle çevrili bir kıta olan Antarktika’nın kendi hava ve iklim sistemi var. 2016 yılına kadar Antarktika’nın deniz buzu oranı kış aylarında artıyordu.
Ancak Mart 2022’de bir aşırı sıcak hava dalgası Doğu Antarktika’yı vurunca sıcaklık -10 dereceye yükseldi. Normal şartlarda sıcaklığın -50 derece olması gerekirdi.
Prof. Siegert, “30 yıl önce Antarktika’yı incelemeye başladığımda orada aşırı hava olaylarının olabileceğini hiç düşünmemiştik” diyor.
Deniz buzu seviyeleri Şubat 2023 de dahil olmak üzere son yedi yılın üçünde rekor kırarak azaldı.
Bazı bilim insanları düşük buzul seviyesinin kıtanın iklim koşullarında temel bir değişimin meydana geldiğinin göstergesi olabileceğine inanıyor.
Antarktika’nın uzaklığı ve tarihsel bilgi eksikliği, pek çok şeyin hala bilinmediği anlamına geliyor. Dr. Robbie Mallett’a göre bölge bilimsel açıdan hala “vahşi batı” diye nitelendirilebilir.
Bilim insanları deniz buzunun ne kadar uzandığını bilse de kalınlığını henüz bilmiyor. Bu eksik bilgi, bölgenin iklim modellerini kökten değiştirebilir.
Rothera bilimsel üssünde çalışan Dr. Mallett, Defiant adlı uluslararası bir araştırma projesi kapsamında deniz buzu kalınlığını incelemek için radar cihazları kullanıyor.
Mallett ve bazı diğer bilim insanları hala kış aylarında buzların yok olmasının nedenlerini arıyor.
Birçok doğal faktörün birikmiş olabileceği ve bölgeyi aynı anda etkiliyor olabileceğine işaret eden Mallett,”Bunun doğal bir değişkenliğin gerçekten garip bir sonucu olma ihtimali var” diyor.
Bilim insanları, bu yıl okyanusların rekor seviyede ısınmasının muhtemelen katkıda bulunan faktörler arasında olduğunu düşünüyor. Ne de olsa sıcak su donmuyor.
Ayrıca okyanus akıntılarında ve Antarktika’da sıcaklıkları belirleyen rüzgarlarda da değişiklikler meydana gelmiş olabilir.
Şu anda Pasifik’te görülen El Niño hava olayı da katkıda bulunuyor olabilir.
Dr. Mallett, “Endişelenmek için çok çok iyi nedenler var. Bu, son 40 yıldır görülmeyen ve şimdi ortaya çıkan, Antarktika’daki iklim değişikliğinin gerçekten endişe verici bir işareti” diyor.
Kaynak: BBC News Türkçe