Yapay zekâ teknolojilerinde yüzde 400 artış beklentisi

Son dönemde hayatın her alanında etkinliği giderek artan yapay zekâ teknolojileri, Deloitte Türkiye tarafından düzenlenen etkinlikte tartışıldı. Tanımlanan görevlerde insan gibi çok yönlü düşünebilen, öğrenen ve uygulayan yapay zekâ sistemini ifade eden ‘Generative AI’ (Üretken Yapay Zekâ) konulu etkinlikte farklı kullanımlarıyla sektörlerde etki yaratan teknolojik gelişmeler ele alındı.

Deloitte Türkiye CEO’su Başak Vardar’ın ev sahipliğinde düzenlenen toplantının açılış konuşmasını yapan Deloitte Türkiye Danışmanlık Hizmetleri Lideri Hakan Göl, şirketler için geçmişte başarılı olan çalışma şekillerine bağlı kalmanın artık geçerliliğini yitirdiğini, yeni yön sağlayıcılardan birinin yapay zekâ olduğunu kaydetti. Yapay zekâ stratejileri olan şirketlerin hedeflerine ulaşmada kullanmayanlara oranla 1,7 kat daha avantajlı olduklarını belirten Göl, “İşletmelerin yüzde 73’ü yapay zekânın kendileri için kritik önemde olduğunu söylüyor. Geleneksel sistemlerde yapay zekânın kullanılması yeni bir trendi şekillendiriyor: Üretken Yapay Zekâ. Bulut, akıllı telefon ve internetin daha önce insanlarla teknoloji arasında yarattığından daha derin bir ilişki yaratma potansiyeline sahip. Pazarın, önümüzdeki 10 yıl boyunca her iki yılda bir ikiye katlanacağını tahmin ediyoruz” dedi.

Hakan Göl, Age of With (Birliktelik Çağı) diye nitelendirdikleri bu dönemin insanların daha büyük işler başarmak için akıllı makinelerle birlikte çalıştığı bir çağ olacağını vurguladı. Üretken yapay zekânın günlük hayatta giderek daha yaygın kullanılacağını ifade eden Göl, “Gen AI gerçek potansiyelini daha önce ekonomik olmayan yeni hizmetler veya iş modelleri gibi fırsatlarda gösterecek. Üretken yapay zekâ kullanımının 2026’ya gelindiğinde yüzde 400 oranında artması bekleniyor. İki yıl içinde işletmelerin yüzde 80’inden fazlası üretken yapay zekâ API'lerine veya modellerine geçecek ve/veya Gen AI özellikli uygulamaları devreye alacak” diye konuştu.

Toplantı için Türkiye’ye gelen şirketin Küresel Yapay Zekâ Lideri Costi Perricos ise üretken yapay zekânın toplumun etkileşim ve iş yapma biçimini değiştirebileceğini, bunun da yapay zekâ pazarının katlanarak büyümesine neden olacağına dikkat çekti. Üretken yapay zekânın gelecek 10 yılda küresel GSYİH'yi yedi trilyon dolar artırmasının beklendiğini belirten Perricos, “Gen AI kullanımının giderek genişlediğini görüyoruz. Özel uygulamalara ve ihtiyaç duyulan veri türüne bağlı olarak metin, görsel, bilgisayar kodlama ve müzik alanında çok farklı sonuçlar yaratılmasını sağlıyor. Yakın zamanda üretken yapay zekânın dünyanın en zor kabul sınavlarından biri olan Amerikan Baro Sınavı’nı geçtiğine şahit olduk. Öngörüler yapay zekânın değerlendirme ve sonuç çıkarma yeteneklerinin gelecek üç yıl içinde bugünkünden çok daha ileri seviyeye geleceğini, bunun sonucunda da yakın gelecekte üretken yapay zekâ ile yaratılabilecek şeylerin sınırı olmayacağını bize gösteriyor. Üretken yapay zekânın özellikle öne çıkacağı alanların başında kişiselleştirilmiş içerik, otonom kodlama ile sektörlere ve faaliyet gösterilen alanlara özel içerik üretme geliyor. Yakın gelecekte yeni ilaç ve malzeme keşiflerinin yüzde 30’unu yapay zekâ yapacak” dedi.

Şirketin Türkiye Yapay Zekâ ve Veri Lideri Barış Yenidünya da doğru sonuç alabilmek için şirketlere uygun yapay zekâ uygulamasının seçilmesi gerektiğini kaydetti. Yenidünya, “Üretken yapay zekâ kullanımı şirketleri rekabette farklılaştıracaktır. Yapay zekâ modelinin gerçekleştirilecek işe özel verilerle birleştirilerek belirli veri kümelerini kullanacak şekilde kurgulanması önemli. Farklılaşmak için de sıfırdan özel üretken yapay zekâ modelleri oluşturma konusuna da zaman ayrılmalı” dedi.