Öykü’nün ölümünde jet hızıyla tahliye kararı veren hakime inceleme başlatıldı

14 yaşındaki Işıl Öykü Dinç’in ölümüne neden olmaktan tutuklanan Ömer Faruk Ballı (26) hakkında jet hızıyla tahliye kararı veren Anadolu 56. Asliye Ceza Mahkemesi hakimi hakkında Hakimler ve Savcılar Kurulu tarafından inceleme başlatıldı.

İstanbul Pendik’te bir aracın çarpması sonucu hayatını kaybeden 14 yaşındaki Işıl Öykü Dinç’e çarparak ölümüne neden olan ve olayın ardından tutuklanan Ömer Faruk Ballı hakkında jet hızıyla tahliye karar veren hakim hakkında HSK tarafından soruşturma başlatıldığı öğrenildi.

Dinç ailesinin avukatı Kemal Özdemir soruşturma kararını sosyal medya hesabı üzerinden “Adalet mülkün temeldir” notuyla paylaştı.

4 GÜNDE TAHLİYEYE İNCELEME

Avukat tarafından paylaşılan toplantı tutanağında, "Hakimler ve Savcılar Kurulu Birinci Dairesi'nin 'İstanbul Anadolu ilgili hâkiminin; Ömer Faruk BALLI'nın İstanbul ili, Pendik ilçesinde karışmış olduğu trafik kazasında 14 yaşındaki Işıl Öykü DİNÇ'in ölümüne neden olduğu olaya ilişkin olarak yürütülen soruşturma sonucunda İstanbul Anadolu 56. Asliye Ceza Mahkemesinin 2025/380 esasına kayden görülen davada, adı geçen sanığı, tutuklanmasından 4 gün sonra tensip ile şüpheli ve haksız şekilde tahliye ederek yerleşik yargı uygulamalarına aykırı davrandığı iddia edilmiştir." ifadelerine yer verildi ve incelemeye karar verildiği kaydedildi. 

KARAR OYBİRLİĞİYLE ALINDI

"İhbar evrakı kapsamındaki iddia ile inceleme sırasında ortaya çıkabilecek sair hususların incelenmesi gerektiği anlaşılmıştır." diye devam eden karar tutanağında "İstanbul Anadolu ilgili häkimi hakkında; İhbar evrakı kapsamındaki iddialar ile inceleme sırasında ortaya çıkabilecek sair hususlarla ilgili olarak keyfiyetin Kurul Müfettişi tarafından incelenmesi hususunda Kurul Başkanına teklifte bulunulmasına, oy birliği ile karar verildi." denildi.

Işıl Öykü Dinç’in ölümüne ilişkin davanın ilk duruşması geçen hafta Anadolu 56. Asliye Ceza Mahkemesi'nde yapıldı. 'Taksirle ölüme neden olmak' suçundan Ömer Faruk Ballı (26), kendisi gibi hemşire olan nişanlısıyla alışveriş yaptıktan sonra yola çıktıklarını ve kör bir noktada ses duyunca yavaşlayarak aracı sağa çektiğini savunmuştu.

BEN KIZIMIN ADALETİ İÇİN SAVAŞACAĞIM

Duruşma çıkışı Anadolu Adliyesi önünde açıklama yapan anne Özlem Dinç, "Benim kızıma hangisinin çarptığı henüz belli değil. Ben kızımın adaleti için savaşacağım, daha yeni başlıyoruz. Adalete, Türk yargısına güvenmek istiyorum. Dün akşamdan itibaren tehdit mesajları almaya başladık aile olarak. Kızımın davasını bırakmamız, yoksa bizi kızımızın yanına gömeceklerini söyleyen tehdit mesajları aldık. Korkmuyorum, beni istediğiniz yere gömebilirsiniz ama ben son nefesime kadar kızım için adalet çağrısında bulunacağım” demişti.

38 METRE SÜRÜKLEMİŞLER

Baba Yunus Dinç de konuya ilişkin, “Tehdit mesajları kimden geliyor? Kimden bu cesareti alabiliyorlar? Bunların ortaya çıkartılmasını istiyoruz. Biz sadece, Işıl Öykü Dinç nasıl vefat etti, bunu görmek istiyoruz. Başka hiçbir şey istemiyoruz” demiş şunları söylemişti:

"Benim kızım 1.74 boyunda, 60 kilo ağırlığında. Bu ölçülerde bir insanın 4-5 metre havaya savrulup, 38,2 metre ileri savrulabilmesi için 50-60’la mı gitmesi gerekiyor. 50 km ile giden bir araç 38 metre (sürüklenmesine) bir insanın nasıl sebep olabilir? Bizim isyanımız buna. Biz kızımızın adaletini istiyoruz, başka birşey istemiyoruz. Çocuklar siyaset üstüdür. Çocukların siyaseti, partisi yoktur.

"OLAY YERİNDEKİ MOBESE NASIL ÇALIŞMIYOR?"

18 Mayıs gününün aynı zamanda Galatasaray’ın şampiyonluk kutlamalarının yaşanacağı gündü. Sadece İstanbul’da değil, bütün Türkiye’nin dört bir yanındaki bütün emniyet teşkilatları teyakkuz halindeydi.

İstanbul’un sahil yolunda 1,5 km içerisindeki 3 ayrı MOBESE kameralarının bir aracın şoför koltuğunu çekememesi ne demektir? Böyle birşey sözkonusu olabilir mi? Olay yerindeki MOBESE nasıl çalışmıyor? Biz herhangi bir hız limitini aşsak, elimizdeki telefondur, sigaradır, herşeyin net olarak fotoğrafları çekiliyor. Ama benim kızımın öldüğü noktada MOBESE çalışmıyor diyorlar.

Buna kim, nasıl inanmamızı istiyor? MOBESE tek çözüm. O MOBESE ortaya çıkmak zorunda. Ölmüş gitmiş kızıma, toprağa koyduğum kızıma, kendi hayatını kurtarmak adına kimse iftira atamaz. Bizim karşı taraftan herhangi bir şekilde mali bir beklentimiz yok. Biz hakikati öğrenmek istiyoruz.

"SIRF DAVAYI KAPATMAMIZ İÇİN TEKLİF ETTİKLERİ PARAYI KABUL ETMEDİK DİYE"

Bize zaten yaşatılabilecek en büyük acılardan birini yaşattılar, evlat acısını yaşattılar. Sonrasında da biz hakkımızı aramak istediğimizde de karşımıza iftiralarla çıktılar. Kızımızın intihar meyillisi birisi olduğu yönünde iddialarla karşımıza dikildiler. Sırf davayı kapatmamız için teklif ettikleri parayı kabul etmedik diye. Böyle bir insanlık olmaz."