35,2068$% 0.3
36,7672€% 0.92
44,3202£% 0.7
2.968,33%1,32
2.622,74%1,01
9.724,50%-0,42
Takvimler 1980’li yılların sonunu gösteriyordu. Avustralyalı doktor Barry James Marshall, 20’inci yüzyıla kadar korkunç mide ağrılarına, yanmalarına yol açan ülserin tedavisi için arayış içerisindeydi. Bilim dünyası ise mide ve onikiparmak bağırsağı ülserinin nedeninin midedeki yüksek asit düzeyinden kaynaklandığını düşünüyordu. Bu, öylesine değişmez bir görüştü ki “No acid, no ulcer” (Asit yoksa ülser de yok) şeklinde bir kural geçerliydi. Oysa Marshall’a göre helikobakter pilori (helicobacter pylori) çoğu kişiyi enfekte edebilen bir bakteriydi ve ülser hastalığına zemin hazırlıyordu. Üstelik tedavi edilmezse sonunda kansere yakalanmak da kaçınılmazdı.Bakteriyi taşıyan hastaların birçoğunu gözlemleme fırsatı bulan doktor, tedavi edilmediği takdirde nelerin yaşanabileceğine dair önemli bir fikre sahipti ancak bunu kanıtlayabilmek için deney yapması gerekiyordu. Tüm dünyada milyonlarca kişiyi etkileyenbu hastalığın tedavisini kanıtlaması şarttı. O esnada Profesör Marshall’ın yolu, bağırsağın‘helikobakter pilori’ bakterisi tarafından istila edilebileceğini keşfeden Patolog Robin Warren ile kesişti.
BİR BAĞLANTI KURULAMIYORDU
Günümüzden 39 yıl öncesine kadar bu bakteriyle ilgili bilgiler oldukça kısıtlıydı. Mide sıvısı üzerinde yapılan araştırmalar organizmanın varlığını gösterse de daha önce ülser ve gastrit ile ilişkilendirilememişti. Ayrıca o yıllarda uygulanan penisilin ya da antibiyotik tedavileriyle mide ağrısının geçtiği görülse de kesin bir sonuca ulaşılamadı. Bir süre mide rahatsızlıklarının artan asitten kaynaklandığı düşünüldü ve bu kanıyı yıkmak pek de kolay değildi. Tedavi yöntemleri deneniyor, antibiyotikle olumlu sonuçlar alınıyordu. Midede organizmanın varlığı gösteriliyordu fakat bir bağlantı kurulamıyordu.
Marshall ve Warren çalışmalarına bakteri kültürü elde etmekle başladılar. Öncelikle bu bakterinin bir ‘kampilobakter’ (hayvanlardan insanlara bulaşan bakteri) türü olmadığını ortaya koydular.Ancak istekleri bu bakterinin ülser hastalığına yol açabileceğini ve tedavi edilmemesi durumunda nelere yol açabileceğini göstererek tedavisini bulmaktı.
KENDİ ÜZERİNDE DENEDİ
Ülsere yakalanan hastalardan biyopsi alan ve laboratuvarda organizmaları kültürleyen Marshall, sadece ülserleri değil, aynı zamanda mide kanserini de yakından inceledi. O yıllarda otorite kabul edilen bütün gastroenterologlar, ülserin stresten kaynaklandığına körü körüne inanıyordu. Laboratuvarda kobaylarla yaptığı çalışmalarda iddiasını ortaya koyamayan ve insanlar üzerinde deney yapması yasaklanan Marshall, umutsuzluğa kapılmıştı. Herkesi ülser konusunda ikna etmek için daha fazlasına ihtiyaçları vardı. Dr. Marshall’ın aklına tam da o noktada adını tarihe yazdıracak çarpıcı bir fikir geldi. Deneyde kendini kobay olarak kullanacaktı.
‘KOBAY DOKTOR’ LAKABINI ALDI
İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Barry J. Marshall, helikobakteri kendisine bulaştırmış ve ülserlerin antibiyotiklerle tedavi edilebileceğini test ederek kanıtlamıştı.Bu ona yalnızca ‘kobay doktor’ lakabını kazandırmakla kalmadı, aynı zamanda bakterinin gastrite ve ülsere neden olduğunu keşfettikleri için 2005 yılında Nobel Tıp Ödülü’nü de getirdi.Dr. Marshall ve Dr. Warren’ın çalışmaları sayesinde ülserin tedavisinde ciddi bir yol kat edildi.
‘MUCİZEVİ BİR YÖNTEM’
Kirli su ve yiyeceklerin tüketilmesi, el hijyenine yeterli özenin gösterilmemesi sonucu vücuda girerek mideye yerleşen helikobakter pilorinin mide ağrısı, mide yanması, hazımsızlık gibi sindirim sistemi şikayetlerine neden olduğunu söyleyen Gastroenterelog Doç. Dr. Nalan Ünal, kişilere gerekli tetkikler yapılarak sonuca göre tedavi önerildiğini söyledi. Bu enfeksiyonunun dünya çapında yaygın görüldüğünü belirten Doç. Dr. Ünal, “Mide ülseri, oniki parmak bağırsağı ülseri ve mide kanserine sebep olabilmesi nedeniyle teşhis edilmesi önem taşıyor“ dedi.
Binlerce yıl boyunca insanların bu enfeksiyonlara kötü ruhların, cinlerin ya da kötü havaların sebep olduğunu düşündüklerini belirten Ünal, “Tıp tarihinin en önemli kişilerinden biri olan Pasteur hastalıklara bakteri denen küçük canlıların neden olduğunu öne sürerek bu küçük canlıların insanların bedenlerine girip onları güçsüz düşürdüğünü, hastalığa ve belki de ölmelerine sebep olabileceğini açıklayan ilk kişiydi“ ifadelerini kullandı. İnsanlık tarihine yön veren buluşlardan birinin de Dr. Marshall’ın helikobakter pilori bakterisi üzerine yaptığı çalışmalar olduğuna dikkat çeken Doç. Dr. Nalan Ünal, sözlerini şöyle sürdürdü:
Guatemala’daki Fuego Yanardağı’nda patlama
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.