1

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Hrant Dink ile Anım: Anılarımız Yaşanmışlıklarımızın Toplamıdır ve Her Daim Tazeliğini Korur..!

Bilindiği üzere Ermeni bir devrimci aydın olan Hrant Dink 19 Ocak 2007 yılında topluma gözdağı vermek ve aydınları sindirmek hedefiyle İstanbul’da Agos gazetesinin önünde hunharca katledildi.

Hrant Dink’in katledilmesi görevi daha az cezaya çarptırılması için 17 yaşında olan tetikçi Ogün Samast verildi. Müebbet hapis cezasına çarptırılan Ogün Samast yaşı küçük olması nedeniyle 16.5 yılın ardından Bolu cezaevinden serbest bırakıldı .İçeride gardiyanlara bıçak çekip tehdit etmek dahil beş olaya karışmasına karşın yine de Ogün Samast “iyi halden” tahliye edildi.

İçeride birçok devrimci, aydın kürt ve gazeteciler idarenin kurallarına uymadıkları gerekçesiyle infazlarının yakılarak tahliye edilmedikleri koşullarda içeride gardiyanlara bıçak çekip tehdit eden ve bunu birkaç kez yapan Ogün Samast’ının iyi halden tahliye edilmesi açıktan tetikçi Ogün Samast’a kıyak geçildiğini göstermektedir.

2000’li yılların başında genç bir devrimci olarak Halkın Birliği dergisinde çalışıyordum. Dergimizin İstanbul’da tüm demokratik kitle örgütlerine ve devrimci gazete-dergi ve kitap evlerine ulaştırılması için yoğun çaba gösteriyordum. Mali zorlukları boşa çıkarma adına sabahın erkeninde gazeteleri yükleniyor, ayaklarımıza güvenerek sıcak-soğuk, yağmur-rüzgâr demeden sendikalardan demokratik, devrimci kurumlara yayın ulaştırıyordum. Düzenli olarak yayınızım bıraktığımız kurumlardan birisi de Ermeni sorunlarını işleyen ve demokratik bir çizgide yayın yapan Agos Gazetesiydi. Agos gazetesine düzenli olarak Halkın Birliği dergisini bırakıyordum.

Agos Gazetesine her geldiğimden baş yazarlarından olan ve Kaypakkayacı gelenekten geldiğini öğrenmiş olduğum Hrant Dink ile tanışmak ve sohbet etmek istiyordum. Agos Gazetesine protokol bırakmaya her geldiğimde kapıda görevli arkadaşa sıklıkla Hrant ağabey ile tanışıp sohbet etmek istediğimi dillendiriyordum. Kapıdaki görevli arkadaş “hayır olmaz, burada değil, bu istemim karşısında nuh diyor peygamber demeyerek ayak diriyor, talebimi geri çeviriyordu. Ama H. Birliği bürosunda yoldaşlarla yaptığımız sohbette Hrant Dink ile ilgili anlatılanlar beni daha fazla Hrant ağabeyle tanışma, sohbet etmeye zorluyordu. Onun içinde her Agos Gazetesine geldiğimde Hrant ağabey ile görüşme-tanışma talebimi yineliyordum.

Yine derginin çıkan yeni sayısını demokratik-devrimci kuramlara ulaştırmak için sırtımda gazeteler ile Agos Gazetesinin önünde kendimi buldum. Kapıda görevli arkadaşla sesimi biraz daha yükseltecek biçimde, “Hrant ağabeyle tanışmanın önünde ne gibi engel olabilir, neden tanışmamı, sohbet etmemeli engelliyorsunuz” yönlü biraz sesimin yükseldiği tartışma, Hrant ağabey kadar ulaşmış olacak ki, Hrant ağabey kapıdaki görevli arkadaşa, “bırakın benimle görüşmek isteyen çocuğu” demiş olacak ki ben Hrant ağabeyin yanında buldum kendimi. Çok genç olmam nedeniyle Hrant ağabeyin gülen yüzüyle elini uzatmış halde ” ammada ısrarcıymışın, hoş geldin “ diyerek elini iki elini açarak beni sıkıca sarıp sarmaladı, uzun yıllardır tanıdığı birisi gibi içten kucakladı. Ben kendimi tanıttım Halkın Birliği dağıtımcı ve muhabiri olduğumu, Kaypakkayacı geleneğin savunucusu olduğumu belirterek Agostaki yazılarını düzenli okuduğumu ve beğendiğimi belirttim. Halkın Birliği dergisini Hrant ağabeye uzattığımda Hrant ağabey “Halkın Birliği dergisi hala çıkıyor mu, H.Birliği’nin yayın yaşamına devam etmesine çok sevindim, çalışmalarınızdan başarılar diliyorum” diyerek, devamında “ aslında bende Kaypakkayacı sizin ile aynı gelenekten geliyorum” diyerek, tanışmamızda mutluluk duyduğunu dile getirdi. çayla sohbetimiz devam etti. Daha çok Hrant ağabey konuştu ve ben ona geçmişteki mücadeleye dair sorular sorup öğrenmeye çalıştım.

Hrant ağabey, üstenci bürokrat ve kendini beğenmiş tutumdan uzak, alçak gönüllü, mütevazi ve bildiklerini genç devrimcilere aktaran bir intiba bırakmıştı bende. Konuşmalarına özen göstermesi ve bir babacan tavır içinde olması, hatta gazeteye her protokol getirdiğimde kendisine uğramamı tembihleyerek yeni kuşak devrimcilere zaman ayırmaktan geri durmayan tutumuyla mücadele eden devrimcilere ne kadar değer verdiğini gösteriyordu. Bende Agos gazetesine her protokol bırakmaya gittiğimde büroda olduğu sürece çayını içip devrimci sohbetlerine tanıklık ettim. Hrant ağabeyin Kaypakkaya geleneğinde geliyor olması beni ona daha fazla önemseyip, değer vermeye itti.
Herşeyden öncesi Kaypakkayacı gelenekten gelmek, harcımızın sosyalizm ışığında enternasyonalist devrimcilik ile karılması anlamına geliyordu.

Nitekim Hrant ağabeyle kısada olan anılarımız dünü bugüne, bugünü geleceğe bağlayan yaşanmışlıklardır. İlmek ilmek örülmüş, devrimci mücadele ve yaşamdan doğrudan damıtılmış anılarda öğrenip, daha güçlü kavgayı harlamalıyız.

Biliyoruz ki hangi söz konusu olursa olsun, güzel ve sağlam bir sonuç elde edebilmek için Hrant ağabey gibi bir yeterli çaba sarf edip, korkuyu kıran cesaretli olmalıyız. Sabırla ve özenle amacımıza inat ve ısrarla, engelleri aşarak yürümeliyiz. Elbette anılarımızı bayrak yaparak, yaşanmışlıklarımızın bir ifadesi olarak yolumuza ışık olarak almalıyız.

Hrant uğursuzluğa karşı daima umudu körükledi. Şunu biliyoruz ki dünya döndükçe devrimin dalgaları da med-cezir olarak alçalıp yükselecektir. Haliyle Sınıf savaşımı asla sönmeyecek ve sınıf savaşımının hükmü dur durak bilmeden devam edecektir. İster kabul edilsin isterse de edilmesini ama diyalektik materyalizmin yasasına göre, dünyada yeni ama daha güçlü bir devrimci dalga mayalanıyor. Bu yeni dalga ille de devrim ve sosyalizm diyen, biz devrimci ve komünistleriz.

Hrant ağabeyle sohbetlerimizden Sovyetler Birliği ve Doğu Avrupa ülkelerdeki olumsuz gelişmelerden dolayı asla umutsuzluk ve karamsarlık içinde olmadığını gördüm.. Aksine sohbetlerinde hep “üzüntü ve karamsarlıklar bize yakışmaz” diyerek daima çevresini umudu ve iyimserliği taşıdı.

Hrant ağabeyi yakinen tanıyor olmam nedeniyle, 19 Ocak 2007 yılında bir faşist tetikçi tarafından katledildiğinde oldukça üzülmüştüm. Çünkü faşizm Hrant ağabeyi katlederek anılarımıza da savaş açtılar.

Şunu biliyoruz ki onlarca aydın gibi Hrant ağabeyin katledilmesi de anılarımız tazeleyerek kralı atta düşürme mücadelemizde biz alıkoyamayacaktır.

Yolumuza ışık olan anılarımızda öğrenerek, halklarımızın özgür ve eşit yaşayacağı geleceğin devrimci Türkiye’sini yaratmaktan asla vazgeçmeyeceğiz. Anısı mücadelemize ışık tutsun.

Hrant Dink Daima bizimle.!

Sinan Cantürk

Hrant Dink ile Anım: Anılarımız Yaşanmışlıklarımızın Toplamıdır ve Her Daim Tazeliğini Korur..!