34,9908$% 0.14
36,7578€% 0.01
44,4451£% 0.25
2.981,81%0,06
2.647,93%-0,18
9.974,25%-0,23
Karadeniz Sahil Yolu’nun Arhavi Kıyıcık mevkisinde 8 Aralık’ta gece saatlerinde heyelan meydana geldi. Heyelan sonucu yamaçtan kopan dev toprak ve kaya kütlesi yola sürüklendi. Heyelan nedeniyle Karadeniz Sahil Yolu, çift yönlü ulaşıma kapandı. Giresun’dan Gürcistan’a giden 28 AAB 485 plakalı otomobille toprak altında kalan sürücü Murat Turhan (37) ile yanındaki Aykut Tiryaki (24), Nuri Apaydın (38) ve Görkem Özdemir (25), hayatını kaybetti. Heyelandan 33 saat sonra cansız bedenlerine ulaşılan 4 kişi de Giresun’un Bulancak ilçesinde toprağa verildi.
Trabzon Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Heyelan Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Arzu Fırat Ersoy öncülüğünde, Jeoloji Mühendisi Prof. Dr. Hakan Ersoy, Doç. Dr. Ali Erden Babacan, Öğretim Üyesi Dr. Muhammet Oğuz Sünnetci, Öğretim Görevlisi Dr. Murat Karahan, bölgede heyelana ilişkin teknik rapor hazırlamak için incelemelerde bulundu. LİDAR teknolojisine sahip insansız hava aracı ile kitle hareketi ölçüm ve incelemelerde; dik yamaçtan kopup sahil yolunu aşarak denize ulaşan toprak kütlesinin, yaklaşık 100 bin ton olduğu belirtildi. İncelemelerde 15 Kasım’da Rize’nin Hemşin ilçesinde meydana gelen 4.7 büyüklüğünde depremin heyelanın tetiklenmesinde etkin rol oynayabileceğine dikkat çekildi. Bilim insanlarının saha analizlerinde belirlenen yamaçtan akan devasa kütlenin, yaklaşık 4 bin kamyonla taşınabilecek kapasitede olması, heyelanın ürkütücü boyutunu da ortaya koydu.
Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Heyelan Uygulama ve Araştırma Merkezi üyesi Jeoloji Mühendisi Prof. Dr. Hakan Ersoy, heyelanı bölgede yaşanan depremle ilişkilendirerek, “Son günlerde Doğu Karadeniz’de heyelan olaylarında artış görmeye başladık. Bazı şeyler kafamızda soru işareti de bırakmaya başladı. Geçen ay Rize’de meydana gelen depremden sonra ilginçtir ki, Rize’nin Çayeli ilçesinde, 2 tane heyelanla karşılaştık. Bir tanesi Çayeli’ne bağlı bir köyde afete maruz bölge içerisinde meydana geldiği için hayat kaybıyla sonuçlanmadı. Diğeri ise 2 binanın arkasında meydana gelen kütle hareketi ile 1 vatandaşımızın hayatına mal oldu. En son Arhavi’de bir kütle hareketi meydana geldi. Bu heyelanı artık ezber bozan bir heyelan olarak nitelendiriyoruz. Biz burada böyle bir heyelan bekliyorduk. Bu kadar şiddetli yağışlara rağmen bu denli büyük bir heyelan meydana gelmedi, hiç yağışlı olmadığı 10 gündür yaklaşık 15-16 derecelerde sıcaklığın seyrettiği, suyun olmadığı, o anda mevcut bir müdahalenin olmadığı bir anda oluşan heyelanla; biz orada yaklaşık 100 bin metreküp malzemenin, tamamen önündeki tamponu ve sahil yolunu aşarak denize ulaştığını gördük” dedi.
Depremin etkisiyle heyelanların tetiklenme olasılığının olduğunu kaydeden Prof. Dr. Ersoy, “Heyelanı hazırlayan ve tetikleyen faktörler vardır. Heyelan orada hazır bekliyor ama tetikleyici bir titreşim mi vardı? Yağış ve müdahale yoktu. Heyelanın deprem etkisiyle olup olmayacağı konusu da kafamızda soru işaretlerini bıraktı. Şunu bilmek zorundayız ki, Türkiye bir deprem ülkesi. Depremin ikincil etkilerini yavaş yavaş kendi bölgemizde de hissetmeye başladık. Kayıtlarda olmayan, dolayısıyla örtülü olduğu için bilemediğimiz bir fay Karadeniz’de 4.7 büyüklüğünde bir depreme neden oldu. Öngörümüz; depremin etkisiyle heyelanların tetiklendiğidir. Çalışmalarımız da bu şekilde devam ediyor” diye konuştu.
DEPREM YÜKÜ DİKKATE ALINMALI
Bölgedeki heyelanlarda deprem yükünün dikkate alınması gerektiğini vurgulan Ersoy, “Batum’dan başlayarak Giresun’da, Akçaabat’ta 2-3 büyüklüğünde sahilde depremler meydana geliyor. Bu depremler, Doğu Karadeniz’de heyelanları tetikliyor mu? Sorusu aklımıza getiriyor. Artık yapacağımız çalışmalarda, Doğu Karadeniz’de meydana gelen heyelanlarda deprem yükünü de dikkate almamız gerektiği ve depremin binalarda oluşturacağı etkilerden ziyade heyelanlarda bir tetiklenme meydana getirip getirmeyeceği de dikkate alınmalı” ifadelerini kullandı.
Denize paralel uzanan sahil yolunda, önlemlerin yeniden gözden geçirilip, artırılmasını öneren Ersoy, “Geçmişten günümüze kadar Karadeniz Sahil Yolu’nda birçok kütle hareketi meydana geliyordu. Ama artık bunun sıklığı arttı çünkü kara yolu inşaatından sonra belli bir süre geçti. Ortam, atmosferik koşullarla ve yağışlarla da irtibatlı olmasıyla kendini bırakmaya başladı. Doğu Karadeniz sahil şeridinde, riskli olan tüm bölgelerdeki kaya şevler (eğimli yüzeyler) üzerinde, tüm tünellerin çıkış ve giriş portallarında ayrıca çalışılmalı. Kamu kurumları ve üniversiteler olarak bütün halinde ortak bir projeyle çalışılmalı. Biz bu yönde çabalarımızı sürdürüyoruz. Arhavi’deki heyelanla ilgili raporumuzu hazırlıyoruz. Birkaç gün içinde heyelanları derinlemesine incelemiş olacağız. Sahil Yolu’nda son zamanlarda kütle hareketleri artmaya başladı. Çünkü artık kara yolunun, yükü doldu. ‘Burada bir heyelan öngörüyordum, zaten heyelanlı bölgeydi’ demenin anlamı yok; doğrudan harekete geçmeliyiz” dedi.
‘DOĞU KARADENİZ’İ İYİ GÜNLER BEKLEMİYOR’
Doğu Karadeniz’i kütle hareketleri açısından iyi günler beklemediği uyarısında bulunan Prof. Dr. Hakan Ersoy, “Kamu kurumlarıyla üniversiteler ve gerek sivil toplum örgütleri birleşerek bu olaya bir çözüm üretmeli. Çünkü Birleşmiş Milletler’in 2020’de yaptığı afet tanımı var. Yerel ölçekte çözülemeyen problemlerdir. Hatta ulusal ya da uluslararası yardımlarla çözülebilir afetler. Doğu Karadeniz’i bundan sonra kütle hareketleri açısından çok iyi günler beklemiyor. Biz bu uyarıyı yapmak zorundayız. Çalışmalarımıza hızlıca devam etmeliyiz. Günü geçiren projelerle, lokal uygulamalarla biz bu işi çözemeyeceğiz. Bölgesel ve ulusal ölçeklerde bu tür projelere dikkat çekmeliyiz” diye konuştu.
‘KORKU İÇİNDE YAŞIYORLAR
ZONGULDAK’ta heyelanın meydana geldiği yola yakın evlerde oturanlar, 2 aydır korku içinde yaşıyor. Mahalleli, ulaşıma kapatılan yol ve evleri için yardım isterken, yağmurlu havalarda toprağın kayması ile yer altındaki doğal gaz boruları görünür hale geldi.
Karaelmas Mahallesi Albayrak Sokak’ta yaklaşık 2 ay önce heyelan meydana geldi. Belediye ve AFAD ekipleri, bölgede inceleme yaptı. AFAD’ın incelemesi sonucu belediyenin yolu yapması ve heyelana karşı gerekli önlemleri alması gerektiği belirlendi. Ancak bölgedeki evler için tahliye kararı verilmedi. 2 ay içinde dolmuş güzergahı olan yol, bir tarafına toprak yığılarak, diğer tarafına da tahta barikat konularak belediye tarafından kapatıldı. Mahalleli yapılmayan yolda, yağmur yağdıkça heyelanın büyüdüğünü, daha fazla toprak kayması olduğunu söyledi.
‘YARDIM TALEP EDİYORUZ’
Mahallede oturan Yaşar Ar (53), yetkililerden yardım beklediklerini ifade ederek, “Yetkililere söyledik. Gerekenin yapılacağını söylediler ama hiçbir şey yapılmadı. Devlet büyüklerimizden yardım bekliyoruz. Dolmuş çıkmıyor, hastamız olsa ambulans gelemiyor. Bu karda, yağmurda nereye gideceğiz, ne yapacağız? Devlet büyüklerimizden yardım talep ediyoruz. Yol yapılsın, başka bir şey istemiyoruz. Doğal gaz boruları da hep ortaya çıktı” dedi.
Yağışlı havalarda toprağın kaymaya devam ettiğini belirten Azmi Çelik (79) ise evlerinin yıkılma tehlikesi olduğunu belirterek, “Mağduriyetimiz, evimizde tehlike olması ve dolmuşların çalışmaması. İlgililerden yardım bekliyoruz. Evde 6 kişi yaşıyoruz. Evimiz şu anda çökmek üzere. Böyle yağarsa çöker. Korkuyoruz, gece uykudan kalkıp geziyoruz acaba ‘eve geldi mi gelmedi mi’ diye. Burası 2 aydır böyle. Ne güzel havalar oldu, gelip bakmadılar. Yetkililerden yardım bekliyoruz. Şu anda toprak akıyor. Doğal gazcılar gelip, fotoğraf çektiler. Çalışma yapılmadı. Bu sokakta dolmuşlar çalışıyordu. Şu anda çalışmıyorlar” diye konuştu.
TİP Marmaraereğlisi Belediye Başkan Adayı Cankoray Söylemez Kalp Krizi Sonucu Hayatını Kaybetti