Deniz fenerinin içi ‘nükleer’ doluydu! En tepesine çıkmak için akın akın gidiyorlar
Derleyen: Oğuzcan Atış / Milliyet.com.tr - İnsanlığın içindeki keşif merakını doyuramadığı ve dünya üzerinde her geçen gün yeni bir yerin keşfedildiği günlerde, Atlantik Okyanusu'ndan Pasifik Okyanusu'na doğal bir geçiş yolu arayan sayısız kaşif boğuldu, dondu veya esrarengiz şekilde kayboldu. 1906 yılında Norveçli kaşif Roald Amundsen, Kuzeybatı Geçidi'ni aşmayı başararak Alaska’ya ulaşmayı başardı. Kuzeybatı Geçidi'nin kardeşi olan Kuzeydoğu Geçidi ise barındırdığı zorluklarla en az kardeşi kadar aşılması zor bir rotaydı.
Bu ticaret yolunun keşfi, Kuzeybatı Geçidi'nin keşfiyle hemen hemen aynı zamanda başladı. Önce İngiliz denizciler donmuş sularda yelken açtı, kısa süre sonra Hollandalılar ile diğer Avrupalı kaşifler, Doğu Asya'ya kara yolundan daha hızlı ve jeopolitik açıdan daha az riskli bir ticaret yolu bulmak için çalışmalara başladı.
Rusya’nın Çar tarafından yönetildiği yıllarda önemli olarak değerlendirilen Kuzeydoğu Geçidi, Çar rejiminin devrilmesinin ardından da önemini korudu. İktidara gelen Bolşevikler, önemli bir ticaret rotası haline gelmeye başlayan Kuzeydoğu Geçidi'nin daha da kullanılabilir hale gelmesi için bazı projeler yürüttü. Ulaşımın sağlıklı şekilde yapılabilmesi için bölgede buzkıran gemileri çalışmaya başladı. Kuzeydoğu Geçidi hâlâ aşılması zor bir rotaydı. Yolu daha güvenli hale getirmek için planlanan projelerden birisi de rota boyunca yüzlerce deniz feneri yapmak oldu.
ÇÖZÜMÜ NÜKLEER ENERJİDE BULDULAR
Dalgalı ve tehlikeli sularda gemilerin güvenle hareket edebilmesi ve doğru rotayı takip etmesi gerekiyordu. Kutup deniz fenerleri de tam olarak bunu yaptılar. Sovyetler Birliği tarafından inşa edilen deniz fenerleri, Kuzeydoğu Geçidi'ndeki zorlu koşullar sebebiyle ilk yapıldıklarında dönüşümlü olarak çalışan 12 kişilik ekipler tarafından işletildi. Bir süre sonra deniz fenerlerinde çalışacak personel sıkıntısı ortaya çıkınca mühendisler alternatif çözümler düşünmeye başladı.
Soğuk Savaş dönemiydi ve enerji denildiğinde akıllara ilk gelen seçenek nükleer enerjiden başkası değildi. Yapılan planlamanın ardından hava koşullarının sert ve ulaşımın zor olduğu bölgelerde bulunan fenerlere nükleer enerji ile çalışan sistemler kurulmasına karar verildi. Bu deniz fenerlerinden en ilgi çekici olanı Kuzeydoğu Geçidi'nin güneyinde, Japonya’nın ise kuzeyinde yer alan Sakhalin Adası'nda inşa edilen fener oldu.
'Aniva' adı verilen ve 1930’lu yılların sonunda inşa edilen deniz feneri, yaklaşık 50 yıl boyunca birçok kişiye ev sahipliği yaptı. Takvimler 1990 yılını gösterdiğinde, Sovyetler Birliği (SSCB) Aniva’da çalışan tüm personeli çekti ve deniz fenerine nükleer piller yerleştirildi. Bir yıl sonra Sovyetler Birliği resmi olarak dağılmış olsa da SSCB’nin mirasçısı olan Rusya, Aniva’nın bir süre daha görevine devam etmesini sağladı. 2006 yılına gelindiğinde Aniva tamamen terk edildi. Deniz feneri olarak görevini tamamlayan yapı, bu gelişmenin ardından turizme hizmet etmeye başladı.
AKIN AKIN GÖRMEYE GELİYORLAR
Hizmetten çekilmesinin ardından turizm amaçlı kullanılmaya başlanan Aniva Deniz Feneri, her yıl yüzlerce turisti ağırlıyor. Ulaşımın oldukça zor yapıldığı deniz fenerine 90 dakikalık bir otomobil yolculuğu ve ardından yaklaşık 2 saat süren bir tekne yolculuğunun ardından ancak ulaşılabiliyor.
Deniz fenerine ulaşan ziyaretçiler, yapının en yüksek noktasına ulaşmak için yaklaşık 30 metrelik bir merdiven çıktıktan sonra yıllara meydan okuyan Aniva’nın tepesinden çevredeki manzarayı izleyebiliyor. Ancak uzmanlar, deniz fenerinin eski bir yapı olduğuna dikkat çekerek, ziyaretlerin sonsuza kadar devam edemeyeceği konusunda uyarılarda bulunuyor.Seyahat uzmanı Dmitri Kulikov, fenerin zaman içinde giderek eskimeye başladığını belirterek şunları söyledi:
Deniz fenerinin oldukça ilgi çekici olduğuna da dikkat çeken ve zaman varken insanları feneri gezmeye davet eden Kulikov,“Turistler oraya ilk geldiklerinde her zaman büyük şaşkınlık yaşıyorlar. Deniz feneri çok epik bir görünüme sahip. Devasa bir denizin ortasında dalgalara rağmen dimdik duruyor” şeklinde konuştu.