DOLAR

40,2607$% 0.13

EURO

46,7252% 0.08

STERLİN

53,9495£% 0.21

GRAM ALTIN

4.319,39%0,53

ONS

3.335,86%0,37

BİST100

10.219,67%-0,06

İmsak Vakti a 02:00
İstanbul AÇIK 31°
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkâri
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • istanbul
  • izmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kahramanmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
a
  • Egik.Net
  • Siyaset
  • Erbakan’dan Erdoğan’a: Çekilip gitmenin zamanı gelmiş de geçiyor

Erbakan’dan Erdoğan’a: Çekilip gitmenin zamanı gelmiş de geçiyor

Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan, partisinin İzmir 3. Olağan İl Kongresi’nde iktidarı eleştirerek, "İktidarda kalmaya devam ederseniz önümüzdeki üç senede yapacaklarınız Orta Vadeli Program’da ortada. Borçtan, faizden, zamdan, vergiden başka bir şey millete vaat etmiyorsunuz. Öyleyse

Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan, İzmir’de partisinin 3.Olağan İl Kongresi’ne katıldı. Mevcut il başkanı Cemal Arıkan’ın tek aday olduğu kongrede konuşan Erbakan, AK Parti iktidarına yönelik dış politika, ekonomi, Cumhurbaşkanlığı Hükümet sistemi ve adalet üzerinden eleştirilerde bulundu.

“ÜÇÜNCÜ BÜYÜK PARTİYİZ”

Kongrede partisinin üye sayısı ve oy oranı bakımından Türkiye’nin üçüncü partisi olduğunu belirten Erbakan şunları söyledi:

*Partiyi kursalar bile yüzde bir bile oy alamazlar” diyenlere rağmen Türkiye’nin üye sayısı bakımından da oy oranı bakımından da üçüncü büyük partisi haline Yeniden Refah Parti’miz geldi. Yeniden Refah Partisi, 652 bin üyeyle Türkiye’nin üye sayısı bakımından üçüncü büyük partisi, üye kaydı bakımından Türkiye’nin en hızlı büyüyen partisi ve 31 Mart’ta Türkiye genelinde aldığı yüzde yedilik oy oranıyla da Türkiye’nin oy oranı bakımından üçüncü büyük partisi. Şimdi hedefimiz inşallah hep birlikte önce bir milyon üye hedefine, sonra da iktidar hedefine ulaşmaktır.

*Bu iman, azim ve aşkla altı yılımızı geride bıraktık. Önümüzde daha nice yıllar var, atılacak adımlar var. Hep birlikte yapacağımız hizmetler var. Hepsinden önemlisi de sorumluluklarımız var. Üzerimizde veballer var. Doğu Türkistan’da 60 milyon kardeşimiz sadece Müslüman ve Türk olduğu için zulme uğruyorlar.

*Onların kurtarılmasının sorumluluğu bizim omuzlarımızdadır. Onların kurtarılmasının sorumluluğu omuzlarımızdadır. Keşmir’de yıllardan beri Hint zulmü altında inleyen Müslüman kardeşlerimiz, onların kurtarılmasının sorumluluğu omuzlarımızdadır. Gazze’nin, Filistin’in soykırımdan, açlıktan, kıtlıktan kurtarılmasının sorumluluğu omuzlarımızdadır. Yanı başımızda, hemen yakınımızda açlık sınırının yarısı kadar maaş alan milyonlarca emeklimizin kurtarılmasının sorumluluğu, yoksulluk sınırının dörtte biri kadar maaş alan milyonlarca asgari ücretlimizin kurtarılmasının sorumluluğu omuzlarımızdadır.

*Üçüncü büyük kongremizden sonra bu sorumlulukların bilincinde olarak daha çok çalışacağız, daha çok terleyeceğiz ve inşallah bir milyon üye hedefine ve iktidar hedefine hep birlikte ulaşacağız. 

“EN ÖNEMLİ HEDEFİMİZ D-60”

Dünyanın çeşitli yerlerinde yaşayan toplumlara yapılan zulümlere değinerek sözlerine devam eden Erbakan, Müslüman ülkelerin birlikte hareket etmesi gerektiğini vurguladı. Erbakan, “Müslüman ülkelerin bir araya gelmesi, ortak karar alması, ortak hareket etmesi halinde bu zulümlerin, bu sömürünün durdurulması mümkündür. Bu nedenle Yeniden Refah Partisi olarak inşallah iktidara geldiğimizde dış politikada en önemli hedefimiz, parti programımıza da yazdığımız üzere D-60 hedefine ulaşmak; Türkiye’nin öncülüğünde İslam birliğini ve İslam birliğinin öncülüğünde adil bir dünyayı kurmak olacak” diye konuştu.

İKTİDARA SERT ELEŞTİRİ

Ülke ekonomisi üzerinden iktidara yönelik eleştirilerde bulunarak sözlerini sürdüren Erbakan, şunları kaydetti:

*İktidar bütün suni gündemlerle asıl gündemimiz olan hayat pahalılığını ve yoksulluğu perdelemeye çalışıyor ama vatandaşın en önemli gündemi ekonomik sorunlar ve hayat pahalılığıdır.

*Emekliler açlık sınırının yarısı kadar maaşla hayatta kalma mücadelesi vermektedir. Açlık sınırı 28 bin liraya dayandı. Emekli maaşı 14 bin 469 lira. Bununla beraber milyonlarca asgari ücretli 22 bin lira asgari ücretle, yoksulluk sınırı 90 bin liraya dayanmış durumda. Yani asgari ücretin dört misli.

*Bir haneye iki asgari ücret girse bile o hane yoksulluk sınırının yarısı kadar bir gelire sahip oluyor. Türkiye’nin acı gerçekleri bunlar. Asgari ücret aylık dört gram civarında altına denk geliyor. Yeni altın fiyatlarıyla asgari ücretli bir kimse bir hafta sabahtan akşama kadar çalışacak, mesai yapacak ve karşılığında bir gram altın alabilecek. İşte Türkiye’nin içinde bulunduğu durum budur.

*Tek başına yaşayan bekar bir çalışanın yaşama maliyeti dahi 40 bin liranın üzerine çıkmış durumda. Bırakın dört kişilik ailenin geçinmesini, tek başına yaşayan bir bekar insan bile kimseye muhtaç olmadan yaşayabilmek için 40 bin liranın üzerinde, iki asgari ücretlik bir gelire ihtiyaç duyuyor.

*Matematik olarak Türkiye’de halkın yüzde 45’i aç. Çünkü gelir seviyesi açlık sınırı altında. Neden aç kalmıyor? Zekât var, sadaka var, sosyal yardımlar var, yardımlaşma var. Yoksa matematik olarak baktığınızda halkın yüzde 45’i açlık sınırının altında, halkın yüzde 80’i yoksulluk sınırının altında. Böyle bir tabloyla karşı karşıyayız.

“BAŞVURULAR REKOR KIRIYOR”

*Kredi kartı borçları ve bireysel kredi borçları alarm veriyor. Bireysel kredi ve kredi kartı borçları, vatandaşın bankaya olan borçları eylül ayı itibarıyla 5 trilyon 173 milyar liraya geldi.

*AK Parti iktidara geldiğinde bu bakiye 6,6 milyar liraydı. 6,6 milyar liradan 5 trilyon 173 milyar liraya gelmiş. AK Parti iktidarı döneminde milletin bankalara olan borçları 900 misline yakın oranda arttı. Bu rakamı verdikten sonra uzun uzun ekonomiden, vatandaşın durumundan bahsetmeye çok da gerek yok.

*Vatandaşın gelir seviyesi yeterli olsa, ekonomi yönetimi yerinde olsa, iyi olsa, ekonomik şartlar iyi olsa kimse gidip de bankalara olan borcunu 900 misli artırıp kredi kartıyla da bireysel krediyle hayatta kalmaya çalışmaz. Peki bu borçlar yapılıyor fakat ödenebiliyor mu? Hayır. İcra dosyaları 25 milyona gelmiş.

*Yani neredeyse üç kişiye bir tane icra dosyası düşecek bir noktaya gelmiştir. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı sosyal yardım yapılan hane sayısını açıklıyor: ‘Dört milyon 262 bin haneye sosyal yardım yapıyoruz’ diyor. Bu, 20 milyon insan yapar. O da açlık sınırının altında gelire sahip olanların sosyal yardımlarla geçindiğini gösteriyor. Bir Afrika ülkesini andıran istatistikler karşımıza çıktı.

*20 milyon insanın sosyal yardım alıyor olması Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın övüneceği bir şey değil, aslına bakarsanız utanacağı bir durum. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın Alo 144 sosyal yardım hattına yapılan başvurular rekor kırıyor. Bakanlık kaynaklarına göre, bakanlık kayıtlarına göre Alo 144 sosyal yardım hattına günde 17 bin telefon geliyor. Aylıksa 400 bin telefon geliyor.

*Türkiye ve 85 milyon millet SOS veriyor. Türkiye yanıyor, Milli Görüş’ü arıyor. OECD raporuna göre Türkiye’de altı milyon çocuk yoksul. Türkiye Ekonomi Politikaları Vakfı bir araştırma yapmış; Türkiye’de 0–17 yaş grubunda, yani 18 yaşın altında yedi milyon çocuk yoksul. Bu rakamlar, Türkiye’deki yoksulluğun boyutunu, artık çocuk yoksulluğu haline gelen yoksulluğun boyutunu açık bir şekilde ortaya koymakta.

“BAŞKANLIK SİSTEMİNİN ÖZETİ: FAKİRLİK ARTMIŞ, BORÇLAR ARTMIŞ”

Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi üzerinden sözlerini sürdüren Erbakan, şöyle devam etti:

*Bütün bu gerçekleri gördüğümüz zaman Sayın Cumhurbaşkanı’nın bundan yedi sene evvel başkanlık sistemine geçileceği zaman yaptığı konuşmaları hatırlıyorum. Ne diyordu Sayın Cumhurbaşkanı? ‘Bu kardeşinize bu yetkiyi verin; faizle, enflasyonla, hayat pahalılığıyla, döviz kurlarıyla nasıl mücadele ediliyor o zaman görün.’ diyordu. Bu millet bu yetkiyi de Sayın Cumhurbaşkanı’na verdi.

*2018’den bugüne kadar gelinen sürede, aradan geçen yıllarda açlık sınırı on dört kat arttı, yoksulluk sınırı on beş kat arttı, dolar kuru yedi buçuk kat, enflasyon iki buçuk kat, faiz oranları altı kat arttı.

*Yardıma muhtaç hane sayısı yüzde 50 arttı. Kredi ve kredi kartı borcu vatandaşın başkanlık sistemi boyunca beş misli arttı; bir trilyon seviyesinden beş trilyon seviyesine geldi. Yasal takibe düşen bireysel borçlular dört misli arttı. İşte size başkanlık sisteminin özeti: Fakirlik artmış, borçlar artmış, yoksulluk artmış, açlık artmış, perişanlık artmış.

*Hiç de Sayın Cumhurbaşkanı’nın dediği gibi, bu yetkiler verildi diye hiçbir şey çözüme ulaşmamış. Biz o zaman da söyledik; sistemler bir araçtır. Bu aracı hangi zihniyetin ne amaçla kullanacağına bağlı olarak bu aracın iyi mi kötü mü olduğu belli olur. Yoksa sadece sistem değişikliğiyle her şey güllük gülistanlık olmaz.

*Siz borç, faiz, zam, vergi ekonomisini uygulamaya devam ettiğiniz sürece; Milli Görüş’ün ekonomi modeline geçmediğiniz sürece; üretim, istihdam, ihracat odaklı bir ekonomi uygulamadığınız müddetçe hangi sisteme geçerseniz geçin kurtulmanız mümkün olmaz. İşte başkanlık sistemine geçtikten sonra tablo böyle. Peki önümüzdeki üç senede ne var? Orta Vadeli Ekonomik Program bunu ortaya koyuyor. Bir defa bütçe açığı yıllık iki buçuk ila üç trilyon lira olarak devam edecek.

*2026’da 2,7 trilyon, 2027’de 2,7 trilyon, 2028’de 2,8 trilyon lira bütçe açığı vereceğiz. Bu sene de 2,2 trilyon bütçe açığı var. Dört senede 10 trilyon liranın üzerinde, yani 250 milyar dolar seviyesinde bir bütçe açığı. Bu ne demek? Bu kadar borçlanmak demek. Yani ‘beni iktidarda tutmaya devam ederseniz önümüzdeki üç sene 250 milyar dolar daha borç alacağım, torununuzun torununu bile borca batıracağım’ demekteler.

*Orta Vadeli Program’da hükümetin açıkladığı rakamlara göre söylüyorum. Çünkü bu bütçe açığını borçlanma dışında bir şeyle karşılamak mümkün değil. Bugüne kadar da borçlanma dışında bir şeyle bu açığı kapatmadılar zaten. Yamalı bohça bir bütçeyi yapmaya devam ediyorlar. Neden? Milli Görüş zihniyetinden uzaklaştıkları için…

“TOPLAM FAİZ MİKTARI 831 MİLYAR DOLAR”

Faiz üzerinden eleştirilerde bulunan Erbakan, “Paralar faize gidince emeklilikte adalet bekleyenlere, işçiye, çiftçiye, köylüye, küçük esnafa, memura bir şey kalmıyor. 2028 yılına geldiğimizde AK Parti hükümetlerinin ödemiş olacağı toplam faiz miktarı 831 milyar dolar. 831 milyar dolar parasını bu ülkenin, bu milletin faize vermiş; bir ‘dünya faiz şampiyonu’ olacak. Bir trilyon dolara yakın bir faiz. İyi ki faiz konusunda ‘nas var, biz faize karşıyız’ diyorlar. Biz de diyoruz ki faize karşı olmasalar kim bilir kaç trilyon dolar ödeyeceklerdi. 831 milyar doların yüzde birini verseler ne emeklilikte bir problem kalır, ne sigortada bir problem kalır, ne de sosyal devlet noktasında bir problem kalır. Ne fakir fukara kalır” diye konuştu.

“İKTİDAR, SORUNLARIN KAYNAĞI HALİNE GELDİ”

“Adalet noktasında Türkiye maalesef dünya ülkeleri arasında sınıfta kalmaya devam ediyor.” diyerek sözlerini sürdüren Erbakan, şunları kaydetti:

*Türkiye; yargı bağımsızlığı, hukuk devleti, adil yargılama ve yargı üzerinde siyasi gücün etkisi bakımından 142 ülke arasında 117’nci sırada. Angola’dan, Madagaskar’dan, Nijer’den hukukun üstünlüğü bakımından da geri sıraya düşmüşüz. Hukukun olmadığı yerde, adaletin olmadığı yerde ekonomi de olmaz, yatırım da olmaz, kalkınma da olmaz, huzur da olmaz, barış da olmaz. İşte görüyorsunuz; ‘Muhalefet partili belediye başkanlarını toplayıp hepsini içeri atacağım.’ Peki senin kendi belediye başkanlarının 98 tane dosyası var. Ama onların hepsine gelince takipsizlik kararı verilecek.

*İktidara ayrı hukuk, muhalefete ayrı hukuk. Böyle çifte standartçı bir adalet anlayışıyla 23 senenin sonunda, isimlerinde adalet kelimesi geçmesine rağmen adaletten maalesef eser bırakmamışlar. İktidar yorgun, iktidar çaresiz. Sorunlara çözüm olması gereken iktidar, sorunların kaynağı haline geldi.

*Bu iktidarın bu millete vereceği bir şey kalmadığını en yüksek sesle ifade ediyorum. Bu millete yapacakları en büyük iyilik, 2026 yılında seçim sandığını milletin önüne koymaktır. Bir erken seçim yapmaktır.

*20 senede yapılanlar ortada. Başkanlık sistemine geçip de bütün yetkileri elinize aldıktan sonra veriler ortada, yapılanlar ortada. İktidarda kalmaya devam ederseniz önümüzdeki üç senede yapacaklarınız Orta Vadeli Program’da ortada. Borçtan, faizden, zamdan, vergiden başka bir şey millete vaat etmiyorsunuz.

*Öyleyse çekilip gitmenin zamanı gelmiş de geçiyor bile. Bir an önce bırakın; bu millet ferasetiyle Yeniden Refah’ı, Milli Görüş’ü iktidar yapsın. Paylaşımda adalet sağlansın, yönetimde adalet sağlansın, yargıda adalet sağlansın.

YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

Sıradaki haber:

İttifakı çatlatacak plan: DEM Parti buna ne diyecek?

HIZLI YORUM YAP

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.