38,0967$% 0.37
43,4132€% 1.24
49,6321£% 0.8
3.934,41%1,64
3.217,40%1,33
9.338,58%0,68
Türkiye’de orman yangınları, her yıl büyük orman alanlarını tehdit etmeye devam ediyor. Bu durum, sadece ekosistem için değil, ülkemizin ekonomisi ve halk sağlığı açısından da ciddi sonuçlar doğuruyor. Geçtiğimiz yıl, 3 bin 797 orman yangınının meydana gelmesi, bu sorunun boyutlarını bir kez daha gözler önüne serdi. Yangınlardan 27 bin 484,56 hektar alan etkilendi.
21-26 Mart tarihleri arasında kutlanan Orman Haftası ise ormanların korunması ve yangınlarla mücadeleye dair toplumsal farkındalığı artırmak adına önemli bir zaman dilimi. Bu özel hafta, ormanlarımıza olan sorumluluğumuzu hatırlatarak, yangınların önlenmesi ve orman alanlarının korunması adına atılacak adımların önemini bir kez daha gündeme getiriyor.EN FAZLA ORMAN YANGINI HANGİ ŞEHİRLERDE YAŞANDI?Geçen yılki veriler, orman yangınlarının büyük bir kısmının insan kaynaklı nedenlerden kaynaklandığını gösteriyor. Yangınların 1956’sı ihmal, dikkatsizlik, kasıt ve kaza gibi faktörlerle çıkarken, bu yangınlar toplamda 19 bin 977 hektar orman alanına zarar verdi. Çıkış nedeni bilinmeyen yangınların sayısı ise 1000’in üzerinde… En fazla orman yangınının yaşandığı iller arasında İzmir, Muğla, Şanlıurfa, Antalya ve Kahramanmaraş öne çıkıyor. Bu illerde hem yangın sayıları hem de etkilenen alanlar açısından ciddi artışlar gözlemlendi. Özellikle İzmir, 397 yangınla en fazla yangının yaşandığı bölge oldu.‘1937’DEN İTİBAREN EN ÇOK YANGIN GEÇEN YIL OLDU’İstanbul Üniversitesi Toprak İlmi ve Ekoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Doğanay Tolunay, bu yıl rakamların korkutucu olduğuna dikkat çekerek, “Son 15 yıl içinde yangın sayılarında önemli artışlar söz konusu. Geçen yıl, 3 bin 797 yangın ile 1937 yılından itibaren en fazla orman yangını çıkan yıl oldu. 2012 yılından itibaren yıllık çıkan orman yangını miktarı ise hep 2 binin üzerinde” dedi.2024’te yanan orman alanı miktarı açısından kayıt tutulan 88 yılık dönemde en fazla ormanı kaybettiğimiz 22’nci yıl olduğunu da söyleyen Prof. Dr. Tolunay, “2019 yılı ve sonrasında yanan orman alanı yıllık olarak hep 10 bin hektarın üzerindeydi. 2021 yılındaki hepimizi derinden sarsan orman yangınlarında ise 140 bin hektar kadar orman alanını kaybettik” ifadelerini kullandı.
Haberin Devamı
Yangınlar bu yıl da devam ediyor. Dört gün önce Aydın’da Bozdoğan’da başlayan yangının ardından, Nazilli’de de bir yangın çıktı. Karıncalıdağ’da öğleden sonra başlayan yangına, bölgedeki ekipler hızla müdahale etti ve rüzgârın etkisiyle hızla yayılan alevler kontrol altına alındı. Üç gün önce ise Antalya’nın Manavgat ilçesinde de bir orman yangını çıktı, ekiplerin hızlı müdahalesiyle yangın büyümeden kontrol altına alındı.
‘DİYARBAKIR VE MARDİN’DEKİ YANGINLARDA 15, İZMİR’DE İSE ÜÇ KİŞİ HAYATINI KAYBETTİ, ÖLEN HAYVANLARIN İSE KAYDI TUTULMUYOR’“Orman yangınlarıyla yerleşim alanları, tarlalar, altyapılar zarar görüyor ve can kayıpları oluşuyor. Bu yılın başında Los Angeles’te bu durum yaşandı” diyen Prof. Dr. Doğanay Tolunay, “Geçen yıl ülkemizde Diyarbakır ve Mardin’deki kırsal alan yangınlarında 15, İzmir’deki orman yangınlarında ise üç kişi hayatını kaybetmiş, yüzlerce de küçükbaş hayvan telef olmuştu. Ormanlarda ölen canlıların ise maalesef kaydı tutulmuyor” dedi. Ayrıca ikincil afet olarak adlandırılan yangın sonrasında sel, heyelan, küllerin taşınarak göl, akarsu ve denizleri kirletmesi şeklinde olumsuz etkileri olduğunu da söyleyen Prof. Dr. Tolunay, “Yangın sonrası ortaya çıkan özellikle sel tehlikesinin ortadan kalkması için uzun yılar gerekiyor. Ancak yangın sonrasında bitki örtüsünün yeniden oluşmasıyla sel tehlikesi azalıyor. Diğer yandan karbon yutak alan olan ormanların yanmasıyla hem karbondioksit (CO2) emisyonu oluşuyor hem de orman alanları azaldığı için atmosferden alınan CO2 miktarı da düşüyor” ifadelerini kullandı.‘ORMANLARDAN GEÇEN ELEKTRİK NAKİL HATLARI EN ÖNEMLİ YANGIN NEDENİ’Geçen yılki orman yangınlarının sebepleri arasında ihmal, dikkatsizlik, kasıt ve kazalar öne çıkıyor. Bu yangınların sadece insan kaynaklı etkenlerle mi sınırlı olduğunu düşünmeliyiz yoksa iklim değişikliğinin etkisiyle ortaya çıkan yangınlardan da söz etmek mümkün mü? Bu soruma “Orman yangınları sayısının artması iklim değişikliğinden ziyade insan-orman etkileşiminin artmasından kaynaklanmakta” cevabını veren Prof. Dr. Doğanay Tolunay, şu önemli bilgilerin altını çizdi: — Hem ülkemizde hem de dünyada orman yangınlarının yüzde 90’ı insanlar tarafından çıkartılıyor. Geriye kalan yüzde 10’luk kesim ise yıldırım kaynaklı doğal yangınlar. Yanan ormanlarının yüzde 99’undan ise insanlar sorumlu. Sıcaklık artışı, yağış olmaması veya kuraklık doğrudan yangın çıkmasına neden olmaz. Kuru otların tutuşması için kıvılcım gereklidir. Ya da kuru otlar sıcaklıkların nem içeriğine göre 200-230 dereceye tutuşabilir. Bu nedenle iklim değişikliğinin yangınların çıkmasına etkisi olduğu söylenemez. Çünkü yangınlar anız yakmada, balya makinesi gibi tarım ekipmanları, araçlardan atılan izmaritler, ormanda yapılan mangal gibi nedenlerden çıkıyor.– Yine rüzgârlı havalarda kaynak makinesi kullanımı, trafik kazaları gibi nedenler de var. Son yıllarda ormanlardan geçen elektrik nakil hatları en önemli yangın nedeni oldu. Son beş yıl içinde yanan ormanların dörtte biri elektrik nakil hattı kaynaklı. Geçen yıl İzmir Karşıyaka’da çıkan yangının defineciler tarafından çıkarılmıştı.
‘İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ DİREKT ANA NEDEN OLMASA DA GENİŞ ALANLARA YAYILMASINDA ETKİLİ’İklim değişikliğinin yangınların çıkmasına yol açmasa da yangınların kısa sürede geniş alanlara yayılması ve mega yangınlara dönüşmesinde etkili olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Doğanay Tolunay, “Biraz daha açacak olursak artan sıcaklıklar ve daha kurak şartlar ormanlardaki yanıcı maddelerin tutuşma süresi ve sıcaklığını düşürmekte. Örneğin 230 derece tutuşması gereken nem içeriği yüksek kuru otlar, 200 derecede tutuşabiliyor. Normal şartlarda yanıcı maddelerin sıcaklığının 30 dereceden 230 dereceye çıkması daha uzun süre alırken, sıcak hava dalgası esnasında 45 dereceden 200 dereceye çok daha hızlı ulaşıyor” dedi.“Ayrıca canlı ağaçların su içeriği de kuraklık nedeniyle düştüğünden çok kolay tutuşabiliyor” diyen Prof. Dr. Tolunay, “Bu nedenle başlayan yangınlar müdahale edilene kadar geniş alanlara yayılıyor ve söndürülmesi güçleşiyor. Nemli ve ılıman bir baharın ardından aşırı sıcak ve kurak hava şartlarının oluşması daha da tehlikeli. Çünkü nemli ve ılıman şartlar otların hızlı büyümesine yol açar ve ardından bu otlar kuruduğunda ormanlardaki kuru yanıcı madde miktarı artar” ifadelerini kullandı.
‘HATAY, AYDIN, MANİSA VE ÇANAKKALE ORMAN YANGINLARININ SIK GÖRÜLDÜĞÜ ŞEHİRLER’Orman yangınlarının şehir bazlı dağılımında İzmir ilk sırada yer alırken, bu şehrimizi Muğla, Şanlıurfa, Antalya ve Kahramanmaraş takip ediyor. Buralardaki yangınların sıklığının yüksek olmasının ardında, yerel iklim koşulları, orman yapısı veya insan faktörleri gibi hangi etkenler daha çok rol oynuyor? “Ülkemizde Ege ve Akdeniz bölgeleri her zaman orman yangınlarının en fazla yaşandığı bölgeler olmuştur” diyen Prof. Dr. Doğanay Tolunay, şöyle devam etti:– Sıraladığınız iller de yıllara göre sıralaması değişmekle birlikte her zaman en fazla orman yangını çıkan iller. Bunlara Adana, Hatay, Aydın, Manisa ve Çanakkale illeri de eklenebilir. Bu illerde daha fazla orman yangını çıkması ve ormanın yanmasının en büyük nedeni yazları sıcak ve kurak olan Akdeniz İklimi. — Ayrıca Çanakkale, Adana gibi şehirlerde ormanlarla tarım alanlarının iç içe olması, İzmir, Muğla ve Antalya gibi illerde ise orman içindeki yerleşimler ve çeşitli tesisler yangınların başlamasına yol açıyor. Daha da kötüsü artık orman yangınları sadece ormanda kalmıyor ve kentleri de olumsuz etkiliyor. Son yıllarda İskenderun ve Manavgat gibi bölgelerde konutlar da orman yangınlarından zarar gördü.
MAYIS-HAZİRAN AYLARINA DİKKAT! NASIL ÖNLEMLER ALINMALI?Bahar ve yaz döneminden itibaren yine Ege ve Akdeniz’de yangın riskinin daha fazla olacağı konusunda uyaran Prof. Dr. Doğanay Tolunay, “Mayıs-Haziran ayları Çanakkale, Balıkesir gibi illerde buğday hasatı ve diğer tarımsal faaliyetlerle başlayacaktır. Sonrasında da Eylül-Ekim aylarına kadar diğer illerimizde de yangınlar görülecek” şeklinde konuştu.Şimdiden alınacak önlemlere de değinen Prof. Dr. Tolunay, “Değişen iklim şartlarında ormanlardan elektrik nakil hattı geçirilmemesi ya da yer altına alınması, mevcut olanlarda tellerin yalıtılması, yine orman içinde yollara izin verilmemesi, yerleşim ve orman alanları arasında ağaçsız tampon alanlar oluşturulması, bunun için imar mevzuatının değiştirilmesi gerekiyor” dedi.Orman yangınlarından sorumlu olan Orman Genel Müdürlüğü ve kırsal yangınlardan sorumlu belediyeler arasındaki koordinasyonun arttırılması gerektiğini de söyleyen Prof. Dr. Tolunay, “Ortak çalışma protokolleri oluşturulması, yangın riskinin arttığı dönemden önce yanıcı maddelerin uzaklaştırılması gibi önlemlere öncelik verilmeli” ifadelerini kullandı.
Haberin Devamı
1971 yılında Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) tarafından kabul edilen 21 Mart Dünya Ormancılık Günü, Türkiye’de de 1975’ten beri 21-26 Mart Orman Haftası olarak kutlanıyor. Bu yıl Türkiye genelinde 30 farklı Orman Bölge Müdürlüğü’nde fidan dikim etkinlikleri düzenlenecek. Böylece, yangınlarda zarar gören orman alanları yeniden yeşillendirilecek.
Fotoğraflar: iStock
Mart kazma kürek yaktırdı: Yoğun kar yağışıyla yollar kapandı, ekiplerin mücadelesi sürüyor