🟥 “İntihar Süsüyle Öldürülmek mi?” – Ekim Polat Dosyasında Sessizlik Çığlığına Dönüştü
🟨 Akromegali Hastası Tutukluya Yönelik Ölüm Tehditleri, İşkence İddiaları ve Cezasızlık Tartışması
Türkiye’de hasta tutukluların yaşadığı hak ihlalleri yıllardır insan hakları örgütlerinin gündeminde. Ancak Ekim Polat vakası, bu ihlallerin ne denli derinleştiğini ve sistematik hale geldiğini gözler önüne seriyor. Polat, yalnızca bir mahkûm değil; aynı zamanda ağır hastalıklarla mücadele eden bir insan. Ve iddialara göre, cezaevinde ölümle tehdit ediliyor, işkenceye maruz kalıyor ve bu süreçte kamu görevlileri sessiz kalıyor.
Burdur Cezaevinde Akromegali Hastasına İşkence İddiası: Ekim Polat’ın Hayatı Tehlikede
🟨 Kimdir Ekim Polat? Neden Cezaevinde?
Ekim Polat, Gezi Parkı eylemlerine katıldığı gerekçesiyle 24 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Ancak onun durumu sıradan bir tutukluluk hali değil. Polat, akromegali hastası. Bu hastalık, hipofiz bezinde oluşan tümör nedeniyle büyüme hormonunun aşırı salgılanmasıyla ortaya çıkıyor. Sonuçları ise oldukça ağır: organ büyümesi, kemik deformasyonu, kalp ritim bozukluğu, KOAH, hormon dengesizliği ve kemik erimesi.
Polat’ın annesi Songül İlker, oğlunun acilen ameliyat edilmesi gerektiğini, aksi takdirde hayati tehlikesi olduğunu defalarca dile getirdi. Ancak iddialara göre cezaevi yönetimi tedaviye izin vermiyor.
🟨 Tedavi Engelleniyor, Açlık Grevi Başladı
Ekim Polat, Denizli T Tipi Cezaevi’nde tutuluyor. Ailesi ve insan hakları savunucuları, burada Polat’a yönelik kötü muamele ve tedavi engellemeleri yaşandığını belirtiyor. Polat, yaşadığı hak ihlallerine karşı açlık grevine başladı. Bu grev, onun son çare olarak başvurduğu bir direniş biçimi. Ancak sağlık durumu göz önüne alındığında, bu grev onun için ölümcül sonuçlar doğurabilir.
🟨 “İntihar Süsü Verilerek Öldürülecek” İddiası: Sessiz Bir Alarm
Polat’a yönelik en çarpıcı iddia ise ölüm tehdidi. Ailesi, Polat’ın “intihar süsü verilerek öldürülmekle” tehdit edildiğini öne sürüyor. Bu iddia, yalnızca bireysel bir tehdit değil; aynı zamanda sistematik bir işkence ve ihmal zincirine işaret ediyor. Polat’ın yaşadığı baskı, psikolojik şiddet ve fiziksel ihmal, Türkiye’de cezaevlerinde yaşanan insan hakları ihlallerinin bir örneği olarak görülüyor.
🟨 Kamu Görevlileri Görevde mi? Cezasızlık Kültürü Tartışılıyor
İddialara göre Polat’a yönelik tehdit ve işkence sürecinde bazı kamu görevlileri aktif rol oynuyor. Ancak bu kişilerin halen görevde olduğu, haklarında herhangi bir işlem yapılmadığı belirtiliyor. Türk Ceza Kanunu’na göre işkence suçu, özellikle kamu görevlileri tarafından işlendiğinde ağır yaptırımlar gerektiriyor. Buna rağmen, Polat dosyasında herhangi bir adli veya idari işlem yapılmaması, “cezasızlık kültürü”nün sürdüğüne dair eleştirileri güçlendiriyor.
🟨 İnsan Hakları Savunucularından Çağrı: “Bir Cenaze Daha Çıkmasın”
İnsan Hakları Derneği (İHD), Ekim Polat’ın yaşadığı hak ihlallerine dikkat çekerek kamuoyuna çağrıda bulundu. “Bir cenaze daha çıkmasın” sloganıyla yapılan açıklamalar, Polat’ın yaşadığı trajedinin yalnızca bireysel değil, toplumsal bir sorumluluk olduğunu vurguluyor. Hasta tutukluların tedavi hakkı, yalnızca bir sağlık meselesi değil; aynı zamanda bir insanlık meselesi.
🟨 Toplumun Vicdanı Test Ediliyor
Ekim Polat’ın durumu, Türkiye’de adalet sisteminin, cezaevi koşullarının ve insan hakları uygulamalarının ne denli sorgulanması gerektiğini gösteriyor. Bu dosya, yalnızca bir mahkûmun yaşadığı trajedi değil; aynı zamanda toplumun vicdanına yöneltilmiş bir sorudur: Hasta bir tutukluya yönelik işkence ve ölüm tehdidi karşısında sessiz kalınabilir mi?